Milano, mutfak konusunda birçok alternatife sahip. Michelin yıldızlı ve şık restoranlardan daha uygun bütçeli yerlere kadar seçeneklerle dolu. Ev yapımı makarnacılar, lezzetli pizzacılar, Milano yemeği ossobuco’cular, güzel kafe ve barlar ile geleni memnun eder.
Come ‘Na Vorta-Pasta e Vino : Taze makarnaları çok lezzetli, tezgahta yapımını görebiliyorsunuz ayrıca ortamı da güzel. Küçük bir yer, rezervasyon şart yoksa uzun kuyrukları beklemek gerek.
Come ‘na Vorta
Osteria dal Verme : Isola bölgesindeki çok sayıda restoran ve mekan bulunmakta. Genel olarak nezih bir bölge ve lokallerin takıldığı bir yer. Restoranın yemekleri oldukça lezzetli, şarapları güzel ancak pahalıca. Burada klasik italyan yemekleri dışında osso buco gibi farklı yemekler denenebilir.
Osteria dal VermeOssobuco – Osteria dal VermeOsteria dal Verme
Pizzeria Ischia : İç dizaynı çok güzel, küçücük bir pizzacı. Bölgenin en iyilerinden, lezzet harika, fiyatlar makul.
Pizzeria Ischia Pizzeria Ischia
Biga : Pizzaları lezzetli, tramisusu oldukça güzel, hafif ve farklı
Biga-IsolaBiga-Isola bölgesi
Luini : Her daim önünde kuyruk olan Milano’nun en ünlü hamur işleri dükkanı. İçi çeşitli malzemelerle doldurularak kızartılan, çiğ böreğe benzeyen (lezzeti çiğ börekten çok farklı) hamur işi panzerottiler en popüler ürünü. Adres: Via Santa Radegonda, 16
Spontini Pizza : Duomo yakınındaki çok popüler, fast food tarzı dilim pizzacı. Dilimler gayet büyük, fiyatlar uygun. Kalın hamurlu ve bol peynirli margheritası denemeye değer. Milano’da iki şubesi var, Duomo meydanına yakın olanın adresi Spontini, Via Dogana 3, diğer şubenin adresi ise, Via Santa Radegonda, 11
Osteria da Fortunata : Önünde dehşet kuyruk olan çok popüler makarnacı. Uzun kuyruk nedeniyle bir süre bekledikten sonra pes ettik ve maalesef yiyemedik.
Starbucks Reserve Roastery : Milano’daki Starbucks ülkemizde bildiğimiz Sturbucks’lardan çokk farklı. Ortamı güzel her daim kalabalık. Yabancı kahve zincirlerinin İtalya’da başarılı olmak için fark yaratmaları gerekir, Sturbucks da tam bunu yapmış. Alkollü kahve seçeneklerinin yanında farklı lezzetler de bulunmakta. Alkollü kahveler yanında ikramla geliyor ama herşeyin bir bedeli var elbette:))) Fiyatlar hem başka yerlerde aynı içeceğe ödeyeceğinizden oldukça yüksek hem de masa bedeli ödüyorsunuz.
Sturbucks Reserve MilanoSturbucks Reserve MilanoSturbucks Milano
Campari Store : Duomo’da yer alan dilerseniz yemek yiyebileceğiniz dilerseniz barında birşeyler içebileceğiniz hoş bir mekan
Campari Store–Milano Duomo
Frida Bar : Isola bölgesinde çok popüler bir bar
Frida Bar-Isola bölgesi
Navigli bölgesi mekanları : Uygun fiyatları içeceklerin yanında atıştırmalıklarla servis edildiği mekanlar bulunmakta.
Venchi Gelato : Dondurmaları lezzetli
Venchi Gelato
Milano gezilecek yerler yazımızın linki aşağıdadır.
Milano, İtalya’nın kuzeyindeki Lombardiya bölgesinin başkenti. İtalya sevenlerden olduğum için her yerini görmeye değer bulurum, kimi küçük kimi büyük her yeri insanı mutlu eder. Milano da gitmiş olmaktan memnun olduğum yerlerden. Kimilerine göre hakkında yazılanlar abartılı kimilerine göre harika, biraz tartışmalı bir şehir. Zevk alma konusu ne aradığınıza ve ne kadar vakit geçirdiğinizle orantılı olarak değişmekte. Roma ve Floransa gibi şehirlerle karşılaştırdığında kültürel anlamda çok daha zayıf ama sevmek için biraz zaman ayırmalı. Sadece birkaç saatliğine gelip Duomo ve çevresinden başka birşey görmeme durumu, bu mudur hissi uyandırabilir. Milano, uluslarası fuarları, sanat ve moda aktiviteleri ile de ön planda. Diğer İtalyan şehirleri ile kıyaslandığında hem geçmişi hem modern şehir havasını taşıyan bir yer. Bu arada İtalya’nın hatta Avrupa’nın en pahalıları arasında olmak gibi de bir ünvanı var.
Milano’da kaç gün kalmalı : Milano’ya 2 tam gün ayırmak yeterli olacaktır. Günübirlik bir gezi sadece en meşhur yerlerini görmeye yeter. Fazladan günü olanlara Como gezisi ve alışveriş tutkunları için Serravalle Designer Outlet turu yapılacak aktiviteler arasında. Otobüsle outlet turu 30 Euro, sabah tek gidiş, akşam üzeri tek dönüş var. Como’ya ise trenle gitmek mümkün olduğu gibi Milano’dan kalkan günübirlik turlara katılarak Como, Bellagio ve Lugano üçlemesi yapılabilir.
Milano’ya ulaşım: Türkiye’den Milano’ya hem Malphensa (Milano’ya 45 km) hem de Bergamo (50 km uzaklıkta) havalimanlarına uçuş var. Bunun dışında İtalya’da başka şehirlerden tren ya da otobüsle ulaşmak mümkün. Havaalanından şehre tren, otobüs ve shuttle mevcut. Bergamo havaalanından çıkar çıkmaz shuttle durakları var. Biletinizi kredi kartı ile alabiliyorsunuz, shuttle Milano merkez tren istasyonunda bırakıyor (Centrale Station).
Milano nerede kalmalı : Tarihi merkez Centro Storico (Duomo çevresi), Navigli ve Brera bölgeleri kalınacak yerler arasında.
Milano’da gezilecek yerler :
Duomo Katedrali ve Meydanı
Galleria Vittorio Emanuele II
La Scala Opera binası
San Bernardino alle Ossa Kİlisesi ve Kemik süslemeler
Santa Maria delle Grazie Kilisesi ve Son Akşam Yemeği tablosu
Sforzesco Şatosu ve Sempione Parkıve Sempione Kapısı
Brera Bölgesi ve Pinacoteca di Brera Müzesi
Navigli Bölgesi
Dikey orman Bosco Verticale
Leonardo Bilim ve Teknoloji Müzesi
Serravalle DesignerOutlet gezisi
Milano Duomo Katedrali : Hem Milano’nun hem de İtalya’nın simge yapılarındandır. Gotik mimarinin büyüleyici örneklerinden biri olan katedralin yapımına 1386 yılında başlanmış ve İnşaası 5 asır kadar sürmüş. Büyüklük olarak dünyada 5., üzerindeki heykel sayısı olarak da 1.sırada. İnce detaylı mermer dış cephesi ve heykellerle müthiş bir mimariye sahip. Katedralin en yüksek yerinde altın renki Madonnina (Meryem) heykeli var. İsa’nın çarmıha gerilmesinden kalan çivinin bir tanesi burada muhafaza edilmekte. Terasa çıkmak isterseniz ücret merdiven ya da asansör kullanımıza göre değişiyor. Terastan manzara çok güzel. Çatısının tamamen üzerinde yürünebildiği tek katedral. Katedralin önünde uzun bilet ve giriş sırası oluyor, bileti önceden almak ve mümkün olduğunca erken saatte gelmek mantıklı. Yazın geliyor ve şort vb, omuzlar açık kıyafet giyiyorsanız katedrali gezerken yanınızda şal bulundurmanız faydalı olur. Katedral akşam 7’de kapanmakta.
Milano Duomo KatedraliiçindenMilano Duomo KatedraliKapısıMilano Duomo Katedraliiçinden
Galleria Vittorio Emanuele I I : Duomo Meydanının hemen yanında bulunan ve 19.yüzyılda yapılmış cam kubbeli alışveriş merkezi. İtalya’nın ilk alışveriş merkeziymiş. Mozaikleri, tavan süslemeleri ve mimarisi ile güzel bir yapı. Lüks markaların bulunduğu merkezde ayrıca restoran ve kafeler bulunmakta. İçinde tam merkezde yer alan boğa figürlü mozaik üzerinde topukla bir tam tur dönme geleneği buraya tekrar gelmenin işareti olarak kabul edilmekte ve ziyaretçiler tarafından gelenek olarak sürdürülmekte.
La Scala Operası : 1778 yılında açılmış opera binası. Gündüz saatlerinde gezilebilmekte. Duomo meydanına oldukça yakın konumda. Dünyanın en tanınan opera binalarından biri ünvanına sahip. Tüm temsiller gece yarısından önce bitiyor, uzun süren temsiller için başlangıç saati öne alınıyormuş. Gösteri başladıktan sonra gelirseniz kesinlikle içeri alınmıyorsunuz. Güzel uygulama. Operanın girişinde yer alan La Scala müzesinde kostümler, resim ve heykeller ile opera tarihini anlatan belgeler sergilenmekte. Gezmek için giriş ücreti 12 Euro.
Milano La Scala Opera Binası
Da Vinci heykeli : Scala meydanında bulunan 1872 tarihinde Pietro Magni tarafından yapılmış. Heykelde Leonardo Da Vinci ve kaidesinde kendisinin öğrencisi; Giovanni Antonio Boltraffio, Marco d’Oggiono, Cesare da Sesto ve Gian Giacomo Caprotti bulunmakta.
Scala Meydanı Leonardo Heykeli
San Bernardino alle Ossa Kilisesi ve Kemik süslemeler : Milano’daki kilisedir. Burayı ilginç kılan özelliği ise çok sayıda insan kafatası ve kemik bulunan şapelidir. 1200 tarihlerinde burada bulunan mezarlıkta yer kalmayınca kemikleri saklamak için oda yapılmış daha sonra 1269 yılında kilise eklenmiş. Yangınla yıkılan kilise 1712 yılında yenilenmiş. Günümüzde kemiklerle süslenen şapel oldukça etkileyicidir. Ücretsiz gezilebiliyor, Duomo’ya yakın konumda.
San Bernardino alle Ossa San Bernardino alle Ossa San Bernardino alle Ossa
Santa Maria delle Grazie Kilisesi ve Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği eserini görmek: 1980 yılında dünya mirasları listesine alınan kilise ve manastırı önemli kılan en büyük etken yemekhane bölümünde yer alan üstad Da Vinci tarafından yapılmış ve dünya resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Son Akşam Yemeği adlı duvar resmidir. Yoğun ziyaretçi akını nedeniyle içeride oluşan ve resimlere zarar veren hava kirliliğini takip edip önlemek amacıyla hava, ışık ve nem oranını ölçen cihazlar bulunmakta ve ziyaretçi trafiği kısıtlanmaktadır. Belirli sayıda ziyaretçi aldığı için de gezmek isteyenlerin en az 2-3 ay önceden biletini alması gerek. Eserde İsa ve 12 havarisi bulunmakta, İsa’nın “içinizden biri bana ihanet edecek” demesi üzerine masadaki 12 havarinin vermiş olduğu tepkiler resmedilmiştir. Eser 1495-1497 yılları arasında yapılmıştır, eserin bulunduğu yemekhane bölümü 15 Euro karşılığında ücretli olarak gezilebilmektedir.
Santa Maria delle Grazie KilisesiLeonardo Da Vinci Son Akşam Yemeği
Sforzesco Şatosu : 15. yüzyılda Milano Dükalığını yöneten Sforza ailesi tarafından inşa ettirilmiş kale, askeri ve yönetim amacı ile yaptırılmıştır. 14.yüzyıldan kalma eski surlar üzerine inşa edilmiş oldukça görkemli bir yapı. Günümüzde sanat koleksiyonları, kütüphaneler ve sergi alanlarına ev sahipliği yapan müze olarak kullanılmakta. Kent merkezinde yer alan kale İtalya’nın en büyük kalelerinden biridir. Müzeler içinde en ilgi çekeni Da Vinci ve Michelangolo’nun eserlerinin bulunduğu kısımdır. Michelangelo’nun yaşamının son yıllarında çalıştığı ve bitmemiş olarak tanımlanan mermerden yapılmış Rondanini Pieta’sı en ilgi çeken eserlerden biridir. Kalenin arka tarafında Sempione Parkı bulunmaktadır. Şatoyu gezdikten sonra Sempione Parkında yorgunluk atabilirsiniz.
Sforzesco Kalesi
Sempione Parkı : Milano’daki en büyük park. Oldukça büyük olan park 1888-1894 yılları arasında yapılmış ve tamamen çitle çevrili. Zengin floraya sahip park içinde akvaryum, kütüphane binası, çeşme, göl, köprü, koşu ve yürüyüş parkurları bulunmakta ayrıca çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmakta.
Sempione Parkı ve Sforzesco Şatosu
Porta Sempione : Mimar Luigi Cagnola tarafından yapılmış ve 1838 yılında açılmış şehir kapısıdır.
Milano Porta Sempione
Brera Bölgesi : Tarihi merkez Centro Storico’da yer alan bölge. Güzel sokakları, butikleri, restoran ve kafeleri ile merkezinde yer alan Pinacoteca di Brera Müzesi görülmeyi hak eden ve Milano’da bohem havasını yaşayabileceğiniz, yerel sanatçıların galerilerinin olmasından dolayı sanatçılar bölgesi olarak da anılan bir yer.
Milano Pinacoteca di Brera Müzesi : Yüksek tavanlı, geniş odalara sahip ve zarif mimarisi ile göz dolduran müze Milano’daki en büyük sergi alanlarından biridir. 1809 yılında Napolyon tarafından yaptırılmış. İçinde güzel sanatlar akademisi, saray, kütüphane, gözlemevi ve botanik bahçesini ve çok sayıda önemli eser barındırmakta. Antik dönem, Rönesans ve Barok dönem eserler bulunan müzenin koleksiyonunda Caravaggio’nun İsa’nın öldükten sonra Emmaus’ta görülmesini anlatan Emmaus’ta Akşam Yemeği (1606), Raphaello’nun Bakiye Düğünü (1504), Andrea Mantegna’nın Ölü İsa’ya Ağıt (1483), Bellini’nin Pieta (1460), St.Mark Preaching in Alexandria(1504) ve Francesco Hayez’in Öpücük (1859) adlı yapıtları görülecekler arasındadır.
Milano Pinacoteca di Brera MüzesiNapolyon HeykeliBrera MüzesiCaravaggio- Emmaus’ta Akşam Yemeği(28. oda)Raphaello- Bakire Düğünü (Lo Sposalizio)(24.oda)Andrea Mantegna – Ölü İsa’ya Ağıt (6.oda)Giovanni Bellini- Pieta(6.oda)Giovanni Bellini- St.Mark Preaching in Alexandria (8.Oda)Francesco Hayez- Öpücük (38.oda)
Navigli Bölgesi ve aperitivo yapmak : Navigli bölgesi, adını buradan geçen Navigli Grande ve Navigli Pavese adlı kanallardan almakta. Ticaret ve taşımacılık açısından geçmişte önemli rol oynamış bu kanalların etrafında restoranlar, kafeler, sanat galerileri, butikler ve antikacılar bulunmakta. Gece gündüz her daim hareketli ve canlı bir bölge. Kanal boyunca sıralanmış mekanlar benzer özellikte. Akşam üzerleri aperitivo yapmak keyifli. İtalyanlara has bu kültür akşam üzeri yemekten önce saat 18.00 gibi, arkadaşlarla biraraya gelerek, şarap ya da kokteyl ile birlikte alınan küçük atıştırmalık aktivitesi olarak hem sosyalleşmek hem de yemekten önce iştahı açmak olarak tanımlanabilir. Aperitivo geleneğinin merkezi Milano olmakla birlikte Floransa ve Roma gibi şehirlerede bu kültür yayılmış ve yaşanmaktadır.
Navigli Grande
Bosco Verticale : Boeri Stüdyo tarafından tasarlanmış yüksek 2 bina kompleksidir. Porta Nuova bölgesindedir. 2014 yılında tamamlanmış. Özelliği ise binaların cephelerinde bulunan ağaçlar ve doksandan fazla bitki türünün bulunmasıdır. Dünyanın en güzel ve en yenilikçi projesi olarak kabul edilmiş.
Milano Bosco Verticale
Casa di Alessandro Manzoni : Milano’nun en ünlü yazarlarından Alessandro Manzoni’nin evi görülebilir. Yazar ölümüne dek bu evde yaşamış, daha sonra müzeye dönüştürülmüş. Manzoni’nin kitaplarının resimleri ve kopyaları bulunmakta. Milano’da moda dörtgeninin yakınında bulunur.
Leonardo da Vinci Bilim ve Teknoloji Müzesi : Da Vinci’ye ithaf edilmiş bilim ve teknoloji müzesi. 1953 yılında açılmış. Şehirde daha uzun kalacak olanlar için öneririm, kısa kalışlar için öne çıkan yerlerin gezilmesi mantıklı olur.
Milano’da alışveriş önerileri : Quadrilatero della moda bölgesinde bulunan Via Montenapoleone, Via Manzoni, Via della Spiga ve Corso Venezia caddelerini kapsayan bölge lüks markalar ve tasarım mağazaları ile Milano’da alışveriş için en meşhur yerlerden. Ayrıca Galleria Vittorio Emanuele II, Via Dante ve Via Cordusio’da alışveriş yapılabilecek merkezlerden. Navigli ve Brera bölgeleri de vintage tarzı ürünler alınabilecek yerler.
Via Montenapoleone
Ayrıca şehir merkezine yaklaşık 1.5 saat mesafedeki Serravalle Designer Outlet’de alışveriş için iyi bir alternatif. Şehir merkezinden kalkan otobüslerle kolayca ulaşmak mümkün.
Milano yeme içme başlıklı yazımızın linki aşağıdadır.
Roma, Remus ve Romulos kardeslerin MÖ 753 yılında kurduğu, hakkında blog degil kitap yazilabilecek, tek kelime ile muhteşem bir şehir. Yazarken zorlandım, anlatacak o kadar çok şey var ki neresinden kessem, nasıl kısaltsam bilemedim. Tiber ve Aniane nehirleri arasında 7 tepe üzerine kurulmuş, Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri. Efsaneye göre yarı tanrı yarı insan olan Remus ve Romulus, şehrin nereye kurulacağı ya da kimin yöneteceğine karar verememiş, aralarında çıkan tartışma sonucu Romulus Remus’u öldürerek şehri bulunduğu yere kurmuş ve kendi adını vermiş. Başlangıçta küçük bir yerleşim yeriyken bulunduğu konum itibari ile ticaret merkezi haline gelmiş ve krallık olmuştur. Roma, Romulus dahil olmak üzere 7 kral görmüştür. Romalıların Yunan kolonileri ile olan etkileşimlerinden dolayı onların kültürünü Roma’ya taşımışlar ve kendi kültürlerini oluşturmuşlardır. Brutüs ailesinden Lucius Junius Brutus’ün son kral Tarquin’i MÖ 509’da tahttan indirmesiyle Roma Krallığı yıkılarak, Roma Cumhuriyetini kurmuştur.
Havalimanı-şehir merkezi Ulaşım: Roma Fiumicina-Leonardo da Vinci havalimanı-kent merkezi arası yaklaşık 40 km. Şehre otobüs, taksi ya da Leonardo Express treni ile kolayca ulaşılır. Tren en çok tercih edilen ulaşım aracıdır diyebiliriz. Roma şehiriçi ulaşım : Metropolitana adlı metro ulaşımı Roma’da en çok tercih edilen ulaşım şekli. Üç farklı hattı var ve en sık kullanılan hatlar A ve B hatları ve Roma ulaşımının en merkezi noktası olan Termini durağında kesişmekte. Metro ulaşımı olmayan yerlere de otobüslerle kolayca erişebilirsiniz. Açık hava müzesi şeklindeki bu şehri gezmenin en iyi yolu yürümek, vaktiniz varsa ve yürümeyi seviyorsanız elbet. Gezimiz sırasında yürüdüğümüz her cadde bizi kendi güzellikleri ve şahaserleri ile buluşturdu.
Roma’da Nerede kalınır
Ulaşım kolaylığı, birçok noktaya yakınlığı ve havalimanından tek araca binerek ulaşılabildiği için Termini bölgesi çok pratik. Termini çok merkezi, hemen her yere yürüme mesafesinde ama Colesseum, İspanyol Merdivenleri ve Vatikan çevresinde kalırsanız da bir çok yere kolaylıkla ulaşılabilir.
Roma kaç günde gezilir ?
İlk gelişimizde 1.5 gün kaldık, ikinci gelişimizde 5 günlük bir gezi planladık ve sokak sokak gezdik. Organlarımız bizden hesap soracak ise kendi adımıza bunlar ayaklarımız olur herhalde. Trastevere’ye gittiğimiz gün adımsayar 44 bini gösterdi. O günkü rekorumuza 42 bin adımla Berlin’de yaklaştık ama bir daha egale edemedik. Roma’nın kalış ideali en az 5 gün olsa da listenizi daraltarak 3 günde de gezebilirsiniz.
Roma gezilecek yerler
İtalya gezilecerk yerler listesinin başında bulunan Roma’da, tarihi ve turistik yerlerin çoğu Centro Storico yani tarihi şehir merkezinde yer alır. Kaldığımız yer olan Termini bölgesinden gezimize başladık ve aşağıdaki sırayla devam ettik. Kalacağınız yere göre kendi rotanızı belirleyebilirsiniz.
Santa Maria Maggiore Bazilikası
Colosseum (Kolezyum)
Konstantin Kemeri ya da Takı
Palatine Tepesi
Roma Forumu
Trajan Forumu
Piazza Venezia ve II. Vittorio Emanuele Anıtı
Trevi Çeşmesi
Navona Meydanı
Santa Maria in Aracoeli bazilikası
Largo di Torre Argentina
Campo de Fiore
İspanyol Merdivenleri
Piazza Spagna
Panteon (Pantheon)
Castel Saint Angelo
Popolo Meydan
Quattro Fontana
Fontana dell Acqua Fellice
Vatikan Şehri- Vatikan Müzeleri-Sistina Şapeli-Aziz Petrus Bazilikası
Trastevere
Santa Maria Maggiore: Roma’nın Yedi Hacı Kilisesi’nden biri ve İtalya’daki en büyük Katolik Marian kilisesidir. Meryem papanin rüyasina girer ve bir kilise inşa etmesini, inşa edilecek yeri ise ertesi gün karla işaretleyeceğini söyler. Ertesi gün yaz olamasına karşın kilisenin bulunduğu yere kar yağar ve papa kiliseyi buraya yaptirir. Ziyaretiniz 5 Ağustos tarihine denk gelirse burayı mutlaka ziyaret edin. Halk 5 Ağustos günü kutlamalar için toplanır ve Papa Paul V. şapelinin çatısından beyaz çiçek yaprakları atılarak kilisenin kuruluşu kutlanır. Kilisenin iç süslemeleri muhteşem olup, tavan süslemerinde İspanya Kralicesinin gönderdiği altın kullanılmıştır.
Roma Santa Maria MaggioreRoma Santa Maria Maggiore
Roma Kolezyum (Flavianus amfitiyatrosu): MS 80 yılında Titus tarafından tamamlanmış. Gladyatör oyunları ve çeşitli halk etkinliklerinin yapıldığı oval planlı, taş ve mermer kullanılarak inşa edilmiş bir yapıdır. 60 binden fazla seyirci alabilecek büyüklüktedir. O dönemde gladyatör oyunları için Afrika’dan çok sayıda hayvan getirilmekte ve gladyatörlerle savaştırılmaktaydı. Gladyatörler hem özgür romalılar hem de köleler ya da savaş suçluları olabiliyor şayet bunlar arasında dövüşü kazanan olursa özgürlüğüne kavuşabiliyordu. Yapının dış kısmı kemerlerle çevrilidir alt kısmında tüneller bulunmaktadır. En son gladyatör oyunu 435 yılında gerçekleşmiş. Bugüne kadar 4 deprem 3 yangın geçirmiş yapı zarar görmesine karşın hala ayaktadır ve Roma’da en çok ziyaret edilen yerdir.
Roma Kolezyum Roma Kolezyum
Konstantin Kemeri ya da Takı: Kolezyum’un yakınındaki Konstantin Takı, 4 .yüzyılda Konstantin zaferini kutlamak için yapılmış. 21 metre yüksekliğndeki yapının kemeri üstünde latince yazı ve kabartmalar bulunur. I.Konstantin’in Roma Tiran’ı Maxentius karşısında Milvian Köprüsü üzerinde kazandığı zaferi simgeler.
Konstantin Takı
Palatine Tepesi (Palatino) : Romanın 7 tepesinden biridir. Roma Forum’a çok yakındır. Roma mitolojisine göre Romus ve Romulus’un dişi kurt tarafından bulunarak hayatlarının kurtarıldığı tepedir. Tarihi kalıntılar bakımından önemlidir.
RomaPalatino Tepesi
Roma Forumu: Kolezyum’a bitişik durumudadır. Antik Roma’nın merkezidir. Forum kelime anlamı olarak açık havada halka açık meydan olarak tanımlanabilir. Forumlar hem alışveriş yapılan ticari bir yer hem de halkın buluştuğu, vakit geçirdiği ayrıca siyasi toplantılar yapılan alanlardır. Roma imparatorluğun merkezi durumundadır. Forumdaki yapılar; Septimus Severus Kemeri, Titus Kemeri, Romulus Tapınağı, Castor ve Polluks tapınağı, Satürn Tapınağı sayılabilir.
Roma Forumu
Trajan Forumu ve Trajan Pazarı: İmparator Trajan tarafından 106 yılında inşa ettirilmiş ve Roma İmparatorluğunun son forumu olarak tarihe geçmiştir. Kapalı pazar alanı, dükkanlar ve önünde meydan bulunan komplekstir.
Roma Trajan ForumuRoma Trajan Forumu
Piazza Venezia ve II.Vittorio Emanuele Anıtı: Roma’da tarihi kent merkezinde bulunan ve en çok ziyaret edilen meydanlardan biridir. Etrafında restoran ve kafeler bulunur. Meydanın bir tarafında İtalya’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmış II. Vittorio Emanuele Anıtı (Altare della Patria) bulunur. Anıt beyaz mermerden yapılmış oldukça gösterişli bir yapıdır. Vittorio Emanuele’nin atlı heykeli ve en üstte sağlı-sollu dört at heykelleri ile süslüdür. Anıtta ayrıca Meçhul Asker Anıtı (unknown soldier) bulunur.
Roma II. Vittorio Emanuele AnıtıRoma II. Vittorio Emanuele AnıtıRoma Meçhul Asker Anıtı
Roma Trevi Çeşmesi : Ülkemizde daha çok Aşk Çeşmesi olarak isimlendirilen çeşme mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanmış Roma’daki en büyük barok özellikli çeşmedir. 30 yılda tamamlanmış ve 1762 de açılmıştır. Adının anlamı 3 yol çeşmesi olup altındaki 3 doğal su kaynağının birleştiği varsayılarak bu adın verildiği düşünülmektedir. Avrupa’da en çok fotoğraflanan yerlerden biri olduğu söylenebilir. Gerçekten çok güzel olan çeşmede deniz tanrısı Neptün sahnelenmiştir. İnsanlar buradaki havuza para atarak dilek dilemektedirler.
Roma Trevi ÇeşmesiRomaTrevi Çeşmesi
Roma Navona Meydanı: Meydanın tarıhi 1. yüzyıla kadar uzanır. Burası spor oyunlarının yapıldığı 30 bin kişi kapasiteli bir stadyummuş. 1655 yılında kaldırılarak meydada dönüştürülmüş. Çok güzel bir meydan, her zaman kalabalık. Meydanı 3 çeşme süsler. Bernini’nin ünlü eseri Barok tarzdaki 4 nehir çeşmesi- Fontana del Quattro Fiumi-(Four Rivers Fountain) bunlar arasında. Çeşmede dört önemli nehir Tuna, Ganj, Nil ve Rio dela Plata ve bulundukları kıtalar temsil edilmiş. Meydanda bulunan ve yine Bernini tarafından yapılmış diğer çeşme Fontana del Moro‘da, yunusla dövüşen dev ya da mağribi betimlenmiş, gerçekten muhteşem. Dev, yunusu bacakları arasında sıkıştırmış. Meydanda yapılan ilk çeşme. Bernini’nin hayal dünyası ve tekniğini gösteren çok güzel bir yapıt. Üçüncü çeşme Antorio Bella tarafından yapılmış Fontana del Nettuno (Neptün Çeşmesi). Çeşmede deniz tanrısı Neptün ahtapotla savaşmakta etrafta su perileri ile bulunmakta. Meydanda bulunan barok tarzdaki Sant Agnese Kilisesi‘de etkileyici bir mimariye sahiptir. Meydanda ayrıca bir dikilitaş bulunmakta. Sokak sanatçıları, seyyar satıcılar, kafeler ve restoranları ile her daim canlı bir meydan.
Roma meydanları Navona meydanıFontana del Quattro FiumiRomaFontana del MoroRomaSant Agnese Kilisesi
Santa Maria in Aracoeli bazilikası: Mutlaka görülmesi gereken bir şahaser. İmparator Konstantin’in annesi Azize Helena’nın kemiklerinin bulunduğu kilise. Dışı tuğladan yapılmış, içi etkileyici ve çok güzel. Capitol tepesinde, Vittorio Emanuele anıtının arkasında yer alır ve manzarası da kendisi gibi çok etkileyicidir. Freskleri ve tavan süslemeri ile Roma’daki en güzel yapılardan biridir.
Santa Maria in Aracoeli Bazilikası
Largo di Torre Argentina: 4 Roma dönemi tapınağı ve Pompey tiyatrosu kalıntılarının bulunduğu alandır.
Largo di Torre Argentina
Campo di Fiori: Navona meydanına yakın bir meydandır. Adı çiçek tarlası manasında olup ortaçağda burada bir çayır olması nedeniyle bu isimle anılır. Meydanın ortasındaki heykel dünyanın güneş çevresinde döndüğünü söylediği için yakılarak öldürülen Giorganı Bruno’nun heykelidir. Gündüzleri semt pazarı kurulan meydan hem gündüz hem de geceleri oldukça hareketlidir.
Campo di Fiori
İspanyol Merdivenleri : Piazza di Spagna ile Piazza Trinita dei Monti arasındaki dik merdivenlerdir. Trinita dei Monti Kilisesine ulaşım sağlar. 135 basamağı vardır. Mimarları Francesco de Sanctis ile Alessandro Specchi’dir. 1725 yılında barok tarzda inşa edilmiş oldukça geniş merdivenlerdir.
İspanyol MerdivenleriSpanish Steps
Piazza Spagna (İspanya Meydanı): İspanyol Merdivenlerin alt kısmındaki Piazza Spagna çok popüler bir meydandır. İspanya büyükelçiliğinin burada olmasından dolayı İspanya meydanı adı verilmiştir. Meydanın ortasında barok stilde mimar Bernini ve oğlu tarafında yapılmış Fontana della Barcaccia (Eski gemi çeşmesi) gerçekten çok güzel bir çeşmedir. Çeşmenin su taşan bir gemi şeklinde olmasının sebebi, Tiber nehrinin 1598 de taşması, meydanın sular altında kalması ve sular çekilince de meydanda gemi kalıntısı görülmesi nedeniyle olduğu rivayet edilmektedir.
Fontana della Barcaccia (Eski gemi çeşmesi)
Pantheon: Piazza della Rotondo’da bulunan ve geçmiş, bugün ve gelecekteki tüm tanrılara adanan yapıdır. Korinth düzenli sütunların taşıdığı bir revak ve arkasında buna bitişik dairesel bir yapıdan oluşur. Kubbe dünyadaki en büyük kubbelerden biri olup tepesinde aydınlık girmesi için bir açıklık bulunmaktadır.
Roma PantheonRoma Pantheon
Castel Sant’Angelo (Kutsal Melek Kalesi):Tiber kıyısında yer alan kale eskiden Roma’nın en yüksek binasıymış. Günümüzde müze olarak kullanılmakta. Roma imparatoru Hadrianus kendisi ve ailesi için anıt mezar olarak inşa ettirmiş, ortaçağda papalık kalesi olarak kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan sürgün yıllarının bir kısmını burada geçirmiş. Adını papa büyük Gregorius’un burada melek Mikail’i gördüğü dinsel törenden aliyormuş.
Castel Sant’AngeloRoma Castel Sant’AngeloCastel Sant’Angelo
Popolo Meydanı : Roma’nın en büyük meydanı olup, birçok etkinlik yapılır. Meydanın girişinde Santa Maria Miracoli ve Santa Maria in Montesanto adlı ikiz kiliseler bulunmakta. Roma’nın en işlek caddelerinden biri olan Via del Corso Popolo meydanından bu ikiz kiliselerin arasından başlar. Kiliseler görülmeye değer niteliktedir. Meydanın ortasında bulunan dikilitaş Mısır’dan getirilmiş. Popolo meydanının Kuzey tarafındaki kapı meydanı Piazza del Filaminio’ya bağlar. Porta del Popolo ya da Porta Flaminia olarak adlandırılıan bu kapı 3.yüzyılda yapılmış olup, Michelangelo ve sonrasında Bernini tarafından restore edilmiş. Meydan Villa Borghese parkının hemen yanındadır.
Roma PopoloMeydanıRoma Popolo Meydanı
Quattro Fontane: Via delle Qurattro Fontane ve Via del Qirinale’nin kesiştiği yerde bulunan 4 ayrı çeşmedir. Geç rönesans döneminde, 1588-1590 yıllarında yapılmış çok güzel çeşmelerdir. Çeşmelerden ikisindeki erkek figürleri Tiber ve Arno nehirlerini böylece Roma ve Floransa şehirlerini temsil eder. Kadınlar bulunan diğer iki çeşme de tanrıçalar Diana ve Juno’yu temsil eder. Mutlaka görülmeliler.
Quattro FontaneQuattro Fontane
Fontana dell acqua Felliceyada Fontana del Mose (Musa çeşmesi): Qirinale tepesinde, 1585-88 yılları aradında yapılmış ve Domenico Fontana tarafindan tasarlanmış gorsel bir şölen. Üç zarif kemerle yapılandırılmıştır. Suyun kaynagi yaklasik 40 km uzaklıktadır.
Fontana dell acqua Fellice–Rome
Galeri Villa Borghese ve Borghese Parkı: Adını Borgese ailesinden alan Villa Borghese binası ve önündeki halka açık çok güzel bir bahçe. Villa Borghese günümüzde Roma’daki en önemli galerinden biridir. Caravaggio ve Raphael gibi ünlü sanatçıların eserleri bulunmaktadır.
Roma Borghese ParkıBorghese Parkı
Vatikan Şehir Devleti
Vatikan hakkında daha kapsamlı bir yazı hazırlamış olduğum için kısaca bahsedeceğim. Roma ili sınırları içinde bulunan bağımsız bir devlettir. Hristiyanlıkta Katolik mezhebinin merkezi durumundadır. Yaklaşık 1000 kişilik bir nüfusa sahiptir. Vatiktan’da bulunan San Pietro bazilikası (Aziz Petrus Bazilikası) ücretsiz olarak ziyaret edilebilir ancak kubbesine çıkmak isterseniz o kısmı ücretli. Bazilikada bulunan Micealangelo imzalı, imzaladığı tek eser demek daha doğru olur, Pieta adlı heykel görülmeye değer enfes bir yapıttır. Eserde İsa çarmıhtan indirildikten sonra annesi Meryem’in kucağında betimlenmiştir. Üstad Michelangelo mermeri adeta bir kumaş gibi işlemiştir. Girişte kıyafetinizin uygun olması gerekir, kollar-omuzlar örtülü olmalı, şort, mini etek, şapka vb giyinmemelidir. Büyük sırt çantası, şemsiye gibi eşyalarla girilmesi yasak, vestiyere bırakmanız gerekmekte. Hristiyanlığın en büyük kilisesidir. Yapının ana mimarı Michelangelo’dur, büyük kısmı onun zamanında tamamlanmış, ölümünden sonra bitirilmiştir. Bazilikanın önünde Aziz Pavlus’un heykeli bulunur.
Roma Vatikan Müzeleri – Vatikan Bahçeleri ve Sistina Şapeli: Vatikan Müzeleri Vatikan şehri sınırları içinde bulunan, dünyadaki en büyük müzelerden biri olup Sistina Şapeli ile birlikte 54 galeriden oluşur. Bahçeleri gezmek için ayrı bilet almanız gerekmekte. Sistina Şapelinde fotoğraf çekmeniz yasak, içeride ciddi sayıda görevli var ve uyarıyorlar. Müzelerde cafe ve atıştırmalık yiyecekler alabileceğiniz yerler mevcut. Müzelerin hepsini gezmek çok zaman alacağı için önden en çok neleri görmek istediğinize karar verip gezmek daha pratik olacaktır. Biletinizi mutlaka seyahatinizden önce online almaya çalışın.
VatikanVatikan
Roma Trastevere : Roma’da fazladan zamanı olanlara önerebileceğimiz bohem semt. Keyifli bir bölge, kafeleri, minik pastaneleri ve pubları ile ziyaret edilmeyi hak etmekte. Kelime anlamı olarak Tiber’in diğer yanı anlamına gelmekte. Roma’nın ilk yahudi yerleşimi de bu mahallede olmuş. Eski devirlerde işci mahallesi durumundayken günümüzde bohem bir semte dönüşmüş. Yarım günlük bir gezi yeterli olur. Metro ulaşımı olmadığı için ya yürüyerek ya da otobüsle ulaşabilirsiniz.
TrastevereTrastevereRoma Trastevere
Vatikan gezilecek yerler ,Roma çeşmeleri veRoma’da ne yenir ? başlıklı yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.
Pompei Olayı , İtalya’da Vezüv dağının M.S. 79 yılında patlaması sonucu Pompei, Herculaneum ve Stabiae kentlerinin volkanik kül ve lavlar altında kalmasıyla oluşan felakettir. Pompei şehri M.Ö 5000’li yıllarda kurulmuş bir Roma kenti. Vezüv eteklerinde, verimli topraklar üzerinde olması, limana yakınlığı ve güzel iklimi nedeniyle tarihte hep gözde olmuş, üzerinde farklı medeniyetler kurulmuş, zaman zaman el değiştirmiş ve zengin Romalıların yerleştiği bir şehir olmuş. Günümüzde Pompei, Napoli’nin sembollerinden ve bölgede en çok ziyaret alan yerlerden biri. İtalya’da gezilecek yerler listesinin de üst sıralarında. Görülmesi gerekenler listesinde mutlaka olmalı.
Vezüv’ün faaliyeti iki gün boyunca sürmüş. Olay esnasında kentte 12 bin kişi olduğu düşünülmekte. İlk aşamadaki pomza yağmuru birçok kişinin şehirden kaçmasını sağlayarak daha büyük can kayıplarını önlemiş. Halkın, olay öncesi yaklaşık 700 yıldır faaliyet göstermeyen Vezüv’ün ölümcül bir felakete yol açmayacağını düşünmesi ve festival dönemine denk gelmesi nedeniyle kenti terketmemesi, 2 bin kişinin ölümüyle sonuçlanmış. Yapılan kazılar ve buluntulardan elde edilen bilgilere göre fekaket Ağustos ayında yaşanmış.
Yanardağdan sızan lavlar şehrin sınırlarına kadar inmiş. Ancak bölge halkı lavdan değil kükürt ve karbondioksit zehirlenmesi, kül boğulması ve patlama esnasında ortaya çıkan, 200-250 dereceye ulaştığı düşünülen ısıdan ölmüş. Bu sıcaklıkta maksimum hayatta kalabilme süresinin 2 ila 5 dakika arasında olduğu düşünülürse halkın kısa bir süre içinde öldüğü sonucuna varılır. Evlerin içine kaçmaları yeterli olmamış. İnsanlar o anda ne yapıyorlarsa o şekilde ölmüşler. Oluşan kül ve çamur bedenlerini kaplamış ve kalıp oluşturmuş, daha sonra bedenlerin çürümesi ile bu tabakalar bir form oluşturmuşlar. Napolili arkeolog Fiorelli ve ekibi, bedenlerin çürümesi ile oluşan boşluğa sıvı alçı dökerek ölen insanların ve diğer canlıların vücut pozisyonları ve ölüm anındaki duruş ve ifadelerinin kalıbını çıkarmayı başarmıştır. Oluşan heyelan nedeniyle kentin üzeri 6 metre derine kadar farklı lav katmanları ile kaplanarak toprak altında kalmış ve kaybolmuş, 16.yüzyılda, su kemeri yapılması sırasında keşfedilene kadar sessizce kalmış ve 1748 yılında başlanan kazılarla ayağa kaldırılmaya başlanmış. Herculaneum kenti de heyelan nedeniyle tamamen toprak altında kalmış. Pompei bir liman kenti olduğu için çok sayıda denizci ve tüccar tarafından uğranan bir şehir ve genelev sayısı oldukça fazla. Evlerin kapılarında bulunan freskolar genelevin ne tip bir genelev olduğunu göstermekte yani hangi fantaziye uygun olduğu resimlerle belirtilmiş. Bazılaırı tarafından fuhuş ve ahlaksız ilişkilerin çokluğu, halkın zevk, sefahat ve yaşadığı sapkınlık nedeniyle cezalandırıldıkları düşünülmekte. Pompei antik kenti, Romalı’ları tarihte nasıl yaşadıklarına dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Pompei nerede ? İtalya’nın Napoli kentindedir.
Pompei’ye nasıl gidilir ?
Napoli’den yaklaşık 25 km uzaklıktaki Pompei’ye otobüs ya da trenle gitmek mümkün. Piazza Garibaldi’den kalkan Ente Autonomo Volturno (EAV) 001 numaralı hat veya Napoli SITA otobüs istasyonundan kalkan SITA 5001 numaralı otobüs yaklaşık 30-40 dakikada Pompei’ye ulaşılır. Trenle gitmek için Garibaldi istasyonundan Circumvezuviana hattına binmeniz gerek. Çok sık seferi olan trenden Pompei Scavi durağında inmeniz gerek. Ayrıca Napoli’den kalkan günlük turlarla da Pompei gezisi yapmak mümkün.
Pompei Antik kenti gezilecek yerler :
Antik kentte, bazilika, amfi tiyatro, gymnasium, forum, hamam, Apollo Tapınağı, evler , dönemin atık su sistemi, görülecekler arasındadır.
Kazılarda ortaya çıkan birçok buluntu Pompei Antiquarium Müzesinde sergilenmekte.
Vezüv manzarasıPompei TiyatroPompeiPompeii Antik KentiBir genelevin kapısının üstündeki freskoGenelevin kapısındaki resimPompeii Antik Kenti
Forum Granary: Pompei’de kazılarda çıkan eserlerin bazılarının sergilendiği alan.
Forum GranaryForum GranaryÇamaşırhaneAçık hava fast food restoranıStabian Hamamları
İtalya’nın kuzeyinde Veneto bölgesine bağlı 7 şehirden biri olan Verona, görmeye değer küçük ve sevimli şehirlerden biri. Her nekadar Shakespeare’in ünlü oyunu Romeo ve Juliet’te hikayenin geçtiği yer olarak ün salsa da olaylar kurgusal olup, gerçek değildir. Hikaye gerçek olmasa da Verona gerçekten güzel bir şehir ve İtalya gezilecek yerler listesinin üst sıralarında yer alır. Kendisini oldukça sevdik, beğendikve tavsiye ederiz.
Verona’ya nasıl gidilir :
Türkiye’den direk uçuş olmayan Verona’ya en yakın havalimanı Venedik Marco Polo Havalimanı (125 km) . Milano’dan da geçmek mümkün ama Venedik’e göre mesafe biraz daha fazla (168 km)
Verona kaç günde gezilir ?
Verona için bir tam gün yeterli olacaktır. Ancak detaylı gezmek, günübirlik ziyaretçiler çekildikten sonra keyfine varmak, kafelerinde rahatça soluklanmak için bir gece konaklamak en iyisi. Böylece ertesi gün çevresindeki yerlerin bir kısmını da gezme olanağınız olur. Hatta burayı merkez alıp, Verona’dan Venedik ya da Milano gezisi planlanabilir. Böyle bir durumda Verona’da en az 3-4 gün kalmalı. Venedik’e uzaklığı 1 saat 20 dakika gibi bir süre. Otobüs, tren ya da araç kiralayarak gidilebilir. Ayrıca konaklama ve yeme içme gibi olanaklar Venedik şehrine göre daha uygun. Aynı şekilde Verona’da kalıp, Milano’ya da buradan gidilebilir.
Verona şehir içi ulaşım: Küçük bir şehir olduğu için metro ağı yok. En çok tercih edilen yöntem otobüse binmek ya da bisiklet diyebiliriz. Rahatça heryeri yürüyerek ziyaret edebilirsiniz. Başka bir şehirden araç kiralayarak gelmiyorsanız burada kiralamanıza gerek kalmaz. Otobüsler Porto Nuova Tren Garından hareket eder. Tek binişli ya da günlük bilet alınabilir. Zamanınız kısıtlı ise Verona Card alarak hem toplu taşıma kullanabilir hem de gezilecek bir çok yeri beklemesiz ve ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Verona card 24 ve 48 saatlik seçeneklerle mevcut. Şehirde en az 2-3 ayrı müze vb yer gezilecekse Verona Card zaten bedavaya gelir demektir.
Verona’ya ne zaman gitmeli : Kültür turlarında bahar ayları çoğu zaman favori aylardır. Verona için de aynı durum. Sıcak ve kalabalıktan kurtulmak için ilkbahar ve sonbahar aylarında gidilmesi tavsiye olunur.
Verona’da nerede kalmalı : Tarihi merkez, tren istasyonu Porta Nuova’nın çevresi ve Borgo Roma kalabilecek bölgeler arasında
Verona gezilecek yerler :
Portoni della Bra: Verona’nın giriş kapısı. Çift kemerli zarif bir geçit. Piazza Bra’ya açılmakta. 13.yüzyılda yapılmış. Üzerindeki saat daha sonra eklenmiş.
Portini della Bra
Verona Arenası (Arena di Verona) Piazza Bra’da bulunan Roma döneminden kalma bir amfitiyatrodur. M.Ö. 30. yılda inşa edilmiş. Burada 1913 yılından itibaren her yıl Verona Operası düzenlenmekte ve ünlü sanatçılara ev sahipliği yapmakta. Verona bu yönüyle de önemli bir merkez durumunda. Günümüze kadar iyi durumda gelmiş yapılardan biri. Dünyanın en büyük 3.arenası.
Verona Arenası
Piazza Bra: Kentin ana meydanı. Oldukça turistik ve kalabalık. Çevresinde restoran ve kafeler var. Belediye binası Palazzo Barbieri ve Verona Arenası bu meydanda.
Via Guiseppe Mazzini: Erbe Meydanı ve Bra Meydanını birbirine bağlayan ve lüks mağazaların bulunduğu alışveriş caddesi.
Juliet Evi (Casa di Guilietta) Juliet heykelinin bulunduğu bahçeye giriş ücretsiz ancak eve ve meşhur balkona giriş ücretli. Yukarıda da bahsettiğim gibi hkayede geçen Romeo-Juliet ile alakası yok ancak Verona belediyesi turistik amaçla ziyaret merkezi haline getirmiş. Ev 13.yüzyıldan kalma.
Romeo Juliet evi, Juliet heykeli
Erbe Meydanı: Şehrin en hareketli yerlerinden biri. Cafeleri soluklanmak için ideal. Trafiğe kapalı olan meydanda kurulan pazar alışveriş imkanı sağlar. Torre dei Lamberbi bu meydanın köşesinde yer almakta. Meydandaki Madonna Verona çeşmesi ve Casa dei Mercanti (Domus Mercatorum) adlı ortaçağdan kalma yapı burada görülecekler arasındadır.
Erbe MeydanıMadonna ÇeşmesiCasa dei Mercanti (Domus Mercatorum)Erbe MeydanıErbe Meydanındaki Venedik’in sembolü Kanatlı Aslan Heykeli (statua del Leone)
Torre dei Lamberti: Lamberti ailesi 1172 yılında yaptırmış. Biletle alarak yukarı çıkabilirsiniz. 84 metre yüksekliğinde ve güzel bir manzaraya sahip. İki adet çan bulunmakta. Asansörle 6 Euro, Verona card ile ücretsiz çıkılabilir. Erbe Meydanında yer alır.
Erbe Meydanındaki saat kulesi– Torre dei LambertiTorre dei Lamberti
Dante Meydanı (Piazza dei Signori): Şehrin önemli meydanlarından. Siyasi nedenlerle Floransa’dan sürülen şair Dante Verona’ya davet edilmiş ve bir müddet burada yaşamıştır. Meydanda heykelli bulunmakta. Ayrıca yine kafe ve restoranları ile güzel bir meydan.
Signori Meydanı Dante’nin heykeli
Verona Katedrali (Duomo di Verona ) Meryem Anaya adanmış olan katedral halk arasında Cathedrale di Santa Maria Matricolare olarak da anılmakta. 15. yüzyılda inşa edilmiş, gotik mimari özellikte yapılmış katedral de görülmeyi hakeden yapılardan biridir. Piazza Duomo’da yer alır.
VeronaKatedrali
Eski Kale (Castelvecchio) : 1350’li yıllarda inşa edilmiş kaledir. İçinde sanat eserlerinin sergilendiği aynı adlı müzesi var. Ayrıca döneme ait sikkeler, silahlar ve heykeller görülecek yerler arasındadır. Scaliger hanedanı tarafından yaptırılmış. Kale ücretsiz, müze ücretili olarak geziliyor. Giriş ücreti 9 Euro ancak Verona Card ile ücretsiz giriliyor.
Castelvecchio
Castelvecchio Köprüsü: İkinci dünya savaşı sırasında Almanlar tarafından bombalanarak büyük hasar görmüş ve onarılmıştır.
CastelvecchioKöprüsü
San Zeno Bazilikası: Çok güzel bir yapı. Romanesk tarzdaki bazilika Aziz Zeno’ya ithaf edilmiş. Tasarımı ve süslemeleri ile görülmeyi haketmekte.
Verona San Zeno Bazilikası
Castel San Pietro : San Pietro tepesinde yer alan ve panaromik şehir manzarasına sahip bir tepede yer almakta. Buradaki orijinal yapı Avusturyalılar tarafında yıkılmış. Mevcut kışla 19.y.y. yapımı. Manzarsı nedeniyle popüler bir yer diyebliriz. Bir tepede yer aldığı için yokuş yukarı yürümek ve merdiven çıkmaya hazır olun. ancak 2 Euro karşılığında finükülere binerek de çıkılabilir. Pietra köprüsünden yukarı doğru baktığınızda göreceksiniz.
Castel San Pietro
Roman Theater : 1.yüzyılda imparator Augustus tarafından yaptırılmış. 1900 yıllarının başlarında yapılan kazılarla açığa çıkarılmış.
Pietra köprüsü Adige nehri üzerinde ve en eski köprülerden biri. 1945’de Almanlar tarafından bombalanarak büyük hasar görmüş ve hasar gören kısmı orijinaline uygun olarak onarılmış.
Pietra Köprüsü
Verona’dan kareler
Santa Maria Antica Kilisesi: Scaligeri mezarlarının yanındaki küçük kilisedir. Kilisenin bulunduğu meydanda Verona Lordu Can Francesco’nun mermer anıt mezarı görülecekler arasındadır (1340-1375) .
Garda Gölü: İtalya’nın en büyük gölü Garda Veroana’dan sadece 30 km uzakllıkta ve fazladan günü olanlara kesinlikle tavsiye edilir. Verona Porta Nuova Tren Garı önünden kalkan otobüslerle ulaşmak mümkün.
Garda Gölü kıyısındaki Sirmione,Bergamo, ve Valpolicella şarap bağları gibi geziler Verona’da yapılabilecek şeyler arasında. Ayrıca şehirden kalkan turlarla da gezmek mümkün. Merkezi Verona olarak alacak olursanız günü birlik Venedik ya da Milano gezisi de yapabilirsiniz.
Verona Yeme İçme
Verona’da hem İtalya’ya hem de yöreye has yemekleri bulabileceğiniz birçok seçenek mevcut. Pizzalar, risottolar, tortellini ve tramisular yenebilecek başlıca şeyler arasında. Bunların dışında aşağıdaki tabaklar da yöreye has lezzetlerdir.
Risotto Amarone : Bölgeye has şarabın kullanıldığı risotto
Risotto Amarone
Fegato alla Veneziana : Ciğer ve soğanın sotelenerek yapıldığı yemeği
Fegato alla Veneziana
Bigoli Sarde : Sardalyalı makarna
Bigoli Sarde
Polenta: Fasülye, mantar, et ve peynir gibi yiyeceklerle servis edilen ve mısır unu ile yapılan püremsi yemek
Polenta
Ginocchi : Patates mantısı denebilir
Ginocchi
Baci de Giulietta: Juliet’in öpücüğü olarak da biline yöreye has kurabiye
Baci de Giulietta
Ayrıca Verona bölgesine özgü Valpolicella üzümlerinden yapılan şaraplarda mutlaka denenmeli
Roma’da görülecek sayısız çeşmeden en önemlileri hakkında örnekler verdiğim bu yazımın temel motivasyonu kızımdır. Roma çeşmeleri başlığını açmamda kendisinin kaleme aldığı “hazalıngüncesi” bloğundaki “Roma çeşmeleri” yazısı rehber olmuş ve burada da alıntılar içermektedir. Yazısı aynı zamanda Geziyoruzz.com isimli bloğumuzun doğuş temelidir ve birlikte yaptığımız gezilerimizi/anılarımızı içeren bloğumuzun da ilham kaynağı olmuştur.
Roma’daki en güzel çeşmeler
Roma Trevi Çeşmesi – Aşk Çeşmesi: Ülkemizde daha çok aşk çeşmesi olarak tanınan çeşme Trevi Meydanında yer alır. Mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanan çeşme Roma’daki en büyük barok özellikli çeşmedir. 30 yılda tamamlanmış ve 1762 de açılmıştır. Adının anlamı 3 yol çeşmesi olup altındaki 3 doğal su kaynağının birleştiği varsayılarak bu adın verildiği düşünülmektedir. Avrupa’da en çok fotoğraflanan yerlerden biri olduğu söylenebilir. Gerçekten çok güzel olan çeşmede deniz tanrısı Neptün sahnelenmiştir. İnsanlar buradaki havuza para atarak dilek dilemektedirler. Her daim kalabalık olan meydan ve çeşme etrafında hırsızlığa karşı çok dikkatli olunmasını tavsiye ederiz.
Roma Aşk ÇeşmesiRoma Trevi Çeşmesi– Aşk Çeşmesi
Roma Dört Nehir Çeşmesi : Navona Meydanını süsleyen üç çeşmeden biridir. Bernini’nin eseri olan bu ünlü çeşme Barok tarzdadır. Çeşmede dört önemli nehir, Avrupa’daki Tuna, Asya’daki Ganj, Afrika’daki Nil ve Amerika’daki Rio dela Plata, ve bulundukları kıtalar temsil edilmiş. Deniz tanrılarından yaslanmış, dinlenme pozisyonundaki Ganj, dikilitaşa doğru eğilmiş olan Tuna, bir kolunun üzerine uzanmış diğer kolu havada olan Rio de la Plata ve sonuncusu Nil’dir.
Fontana del Quattro FiumiRoma
Fontana del Moro: Navona meydanda bulunan yine Bernini tarafından yapılmış diğer çeşmedir. Çeşmede yunusla dövüşen dev ya da mağribi betimlenmiş, çevresinde 4 triton bulunmakta, gerçekten muhteşem. Dev, yunusu bacakları arasında sıkıştırmış. Meydanda yapılan ilk çeşme. Bernini’nin hayal dünyası ve tekniğini gösteren çok güzel bir yapıt.
Fontana del Moro Roma
Neptün Çeşmesi Navona meydanındaki üçüncü çeşmedir Antorio Bella tarafından yapılmış. Çeşmede deniz tanrısı Neptün ahtapotla savaşmakta etrafta su perileri ile bulunmakta.
RomaNeptün Çeşmesi
Quattro Fontane: Via delle Qurattro Fontane ve Via del Qirinale’nin kesiştiği yerde bulunan 4 ayrı çeşmedir. Geç rönesans döneminde, 1588-1590 yıllarında yapılmış çok güzel çeşmelerdir. Çeşmelerden ikisindeki erkek figürleri Tiber ve Arno nehirlerini böylece Roma ve Floransa şehirlerini temsil eder. Kadınlar bulunan diğer iki çeşme de tanrıçalar Diana ve Juno‘yu temsil eder. Mutlaka görülmeliler.
Quattro FontaneRomaRoma Quattro Fontane
Fontana dell acqua Fellice yada Fontana del Mose (Musa çeşmesi) : Qirinale tepesinde, 1585-88 yılları aradında yapılmış ve Domenico Fontana tarafindan tasarlanmış gorsel bir şölen. Üç zarif kemerle yapılandırılmıştır. Suyun kaynagi yaklasik 40 km uzaklıktadır.
Fontana dell acqua Fellice – Roma
Fontana della Barcaccia ( Eski Gemi Çeşmesi ) : 1629 tarihli çeşmeİspanyol Meydanın (Piazza Spagna) ortasında yer alır. Mimar Bernini ve oğlu tarafından barok stilde yapılmış çok güzel bir çeşmedir. Çeşmenin su taşan bir gemiş şeklinde olmasının sebebi, Tiber nehrinin 1598 de taşması, meydanın sular altında kalması ve sular çekilince de meydanda gemi kalıntısı görülmesi nedeniyle olduğu rivayet edilmekte.
Fontana della Barcaccia ( Roma Eski gemi çeşmesi )
Fontana del Tritone: Bernini tarafından 17.yüzyılda yapılmış olan çeşme yapımına Barberini ailesi yardımcı olduğu için Barberini meydanında Palazzo Barberini’nin girişine yakın bir yerdedir. Çeşmede kaslı bir triton deniz kabuğunun içinden yükselmektedir. Triton mitolojide üst gövdesi insan altı balık şeklinde tasvir edilen deniz adamıdır. Yapımında doğal taş kullanılmıştır.
Fontana del TritoneRoma
Fontana dell Pantheon : Roma Panteonunun önünde yer alan Piazz della Rotonda’dadır. 1575 tarihli çeşme Giacomo Della Porta tarafından tasarlanmış ve mermerden yapılmış. Barok tarzdaki çeşmenin merkezin kutsal ruhu simgeleyen bir güvercin ve dört yunusla taçlandırılmış Mısır dikilitaşı bulunur.
Pantheonçeşmesi Roma
Fontane dell Tartarughe ( Kaplumbağa Çeşmesi ): Saint’Angelo’daki Piazza Mattei’de bulunan geç İtalyan Rönesansı dönemine aittir. Mimar Giacomo della Porta ve heykeltıraş Taddeo Landini tarafından yapılmıştır ve 1588 de tamamlanmıştır. Mermerden yapılmış olan çeşmede sırasıyla en üstte havuza doğru suyu iten 4 kaplumbağa, onun altında da havuza su fışkırtan dört melek başı ve meleklerin altında 4 erkek figürü görülülür. Erkek figürlerin herbiri bir ayağını bronz bir yunusun başına dayamıştır. Çeşmenin tabanında 4 adet deniz kabuğu tasvir edilmiştir.
Roma Kaplumbağa Çeşmesi
Maderno ve Bernini Çeşmeleri: Vatikan’daki St.Peter Meydanının her iki tarafında neredeyse aynı iki çeşme bulunmakta. Meydanın kuzey tarafındaki ilk çeşme 1614 yılında mimar Carlo Maderno tarafından (1614), ikincisi olan Bernini çeşmesi 1677 yılında Bernini tarafından inşa edilmiştir. Bernini bu çeşmeyi Maderno’nun çeşmesine benzer tarzda tasarlamıştır.
Vatikan Aziz Petrus Bazilikasıavlusundaki çeşme
Fontana di via della Purificaziona (İstiridye çeşmesi): Bu kısım “Hazalın güncesi” blogundan alınmıştır. “İstiridye Çeşmesi oldukça küçük, fark etmesi zor. Bu çeşmeyi Osteria Barberini restoranına gittiğimizde gördük. Barberini meydanından Via della Purificazione sokağına saptığınızda sağınızda kalıyor ama önüne arabalar da park ettiği zaman görmek oldukça zor.” Belediye tarafından yaptırılmış, istiridye formunda ve 1869 tarihli. Bakımsız, gariban bir görünümü var. Hakkında fazlaca bilgi yok ama hoşumuza gittiği için kendisinden bahsetmek istedik. Lüle kısmı zarar görmüş, sonradan yerine bir boru takılmış gibi. Lavabosunun formundan dolayı kendisine istiridye çeşmesi adını verdik.
Fontana di via della Purificaziona
Fontana dell’Acqua:II Fontanone ya da Mostra dell Acqua Paola olarak da bilinen büyük çeşmedir. Tiber nehrinin diğer tarafındaki ilk büyük çeşmedir (Trastevere tarafı). Giovanni Fontana ve Flaminio Ponzio tarafından tasarlanmış. Yapımında beyaz mermer kullanılmış. Çeşmenin üst kısmında papalık tacı ve anahtarlar, üstünde melekler, kartal ve ejderhadan oluşan Borghese ailesinin arması bulunur. Üstündeki yazıtta orada yaşayanlarına su getirdiği için Papa Paul’e övgüler bulunur.
Mostra dell Acqua Paola Roma
Roma’da gezilecek yerler ve Roma’da ne yenir başlıklı yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Vatikan Şehir Devleti : Roma ili sınırları içinde bağımsız bir devlet olan Vatikan, Hristiyanlıkta Katolik mezhebinin merkezi durumundadır. Yaklaşık 1000 kişilik bir nüfusa sahip. Nüfusunu çeşitli ülkereden papazlar ve muhafızlar oluşturmaktadır. Papa hem devletin başkanı hem de ruhani lider konumunda. 1929 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve monarşi ile yönetilen en küçük devlet ünvanına sahip. Vatikan’ın korumasını 110 tane İsviçre’li asker yapmakta. Hristiyan olmaları ve 30 yaşından küçük olmaları gerekmekte. Vatikan, bünyesindeki Aziz Petrus Bazilikası, Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli nedeniyle oldukça ilgi görmekte ve her yıl binlerce turist ağırlamaktadır.
Vatikan’da nasıl giyinmeli :
Girişte kıyafetinizin uygun olması gerekir, kollar-omuzlar örtülü olmalı, şort, mini etek, şapka vb giyinmemelidir. Büyük sırt çantası ve şemsiye ile girilmesi yasak, vestiyere bırakmanız gerekmekte.
Vatikan gezilecek yerler :
Aziz Petrus Bazilikası : Aziz Petrus İsa peygamberin 12 havarisinden biri olup hristiyanlık aleminin ilk papası ve Roma’ya hristiyanlığı getiren kişidir. Bazilika Aziz Petrus’un öldürüldüğü yere yapılmış, inşasına 1547 yılında başlanmış ve bitmesi 100 yıldan fazla sürmüştür. Ana mimarı Michalangelo’dur. Büyük kısmı onun zamanında yapılmış ve ölümünden sonra tamamlanmıştır. Raffaello, Bernini ve Bramante gibi üstadlar da görev almıştır. Bazilika ücretsiz olarak ziyaret edilebilir ancak kubbesine çıkmak isterseniz o kısmı ücretli. 60,000 kişi kapasitesi ile dünyanın en büyük bazilikalarından biridir. Bazilikanın önündeki San Pietro meydanını Carlo Maderno ve Bernini tarafından tasarlanmış iki adet çeşme ve Papa V.Sixtux tarafından dikilen ve Mısır’dan getirilen 25.5 metre yüksekliğindeki dikilitaş süsler. Meydandaki Bernini tarafından tasarlanmış olup çevresi sütunlarla çevrili ve 140 aziz heykeliyle süslüdür. Bazilikanın önünde de Aziz Petrus’un başka bir heykeli de bulunur.
Vatikan Aziz Petrus BazilikasıVatikan Aziz Petrus BazilikasıVatikan Aziz Petrus BazilikasıVatikan Aziz Petrus Bazilikasıavlusu dikilitaşVatikan Aziz Petrus Bazilikasıavlusundaki çeşmeVatikan Muhafızları
Bazilika içinde 11 şapel, 45 sunak ve çok sayıda değerli rönesans eseri ile harika tavan süslemeri ve freskolar bulunur. En önemliler arasındaki Micealangelo imzalı, imzaladığı tek eser demek daha doğru olur, Pieta (merhamet) adlı heykel enfes bir yapıttır. Michelangelo’nun imzası Meryem’in göhsü üzerinden geçen parçada bulunur. Tek parça mermer kullanılarak yapılan eserde İsa çarmıhtan indirildikten sonra annesi Meryem’in kucağında betimlenmiştir. 1972 yılında saldırıya uğrayan eserde Meryem’in bir kolu kopmuş, burnu, gözü ve peçesinin bir kısmı hasar görmüştür. 10 ay süren bir restorasyonla düzeltilmiş. Eserde üstad Michelangelo mermeri adeta bir kumaş gibi işlemiştir. Saldırıdan sonra eser kurşun geçirmez bir cam arkasında muhafaza edilmektedir. Baldaken nedir ? Mimaride baldaken,bir sunak, nesne ya da kişiyi örtmek ve üstünü örttüğü şeyin önemini arttırmak için yapılmış dört ayaklı sütunlar üstünde yükselen bölüm olarak tarif edilebilir. Bazilika içindeki baldaken Bernini tarafından yapılmış ve eşsiz güzelliktedir. Barok özellikte yapılmış ve 4 mermer sütünu bulunmakta ve kubbenin tam altında yer alır. Baldaken’in altında Aziz Petrus’un mezarı bulunur. Aziz Petrus heykeli: Heykelin önünde saygı ya da şans getirdiğine inanıldığı için eline-ayağına dokunmak ya da öpmek için kuyruklar oluşmaktadır. Papa Alexander VII. anıt mezarı: Bernini tarafından yapılmıştır. Anıtın en tepesinde Alexander dizlerinin üzerinde tasvir edilmiş. Etrafındaki 4 kadın heykeli. En önde, kollarında çocukla tasvir edilen Charity hayırseverliği temsil eder Onun sağında ve kürenin üzerindeki Truth’dur ve doğruluğun temsilcisidir. Biraz daha ileride bulunanlar Prudence (sağduyu) ve Justice’dir (adalet). Alexander’in altında bronzdan yapılmış iskelet heykeli ölümü temsil eder. Bu figür zamanın geçtiğini hatırlatan bir kum saati kaldırmaktadır. Kum saati memento mori-öleceğini hatırla şeklinde sembolik bir anlam taşımaktadır. Kutsal Kapı : Çok dikkati çekmemekle birlikte önemli bir yeri olan kutsal kapı “Porta Sancta” 25 yılda bir açılmaktadır. Geleneksel olarak Roma’daki papalık kutlamalarının giriş kapısı olarak kullanılır.
Michelangelo’nun Pieta’sıVatikan Aziz Petrus Bazilikası BaldakenVatikan Aziz Petrus Bazilikası KubbePapa Alexander VII. anıt mezarıPapa Alexander VII. anıt mezarıiskelet ve kum saatiVatikanAziz Petrus Bazilikası
Vatikan Müzeleri – Vatikan Bahçeleri ve Vatikan Sistina Şapeli: Müzeler,Vatikan şehri sınırları içinde, dünyadaki en büyük ve en güzel müzelerden biri olup Sistina Şapeli ile birlikte 54 galeriden oluşur. 70 bin kadar esere ev sahipliği yapmakta. Gezi alanı 7 kilometrelik bir alanı kaplar. Görülmeye değer alanları aşağıdaki gibi özetlenebilir. Bahçeleri görmek için ayrı bilet gerekmekte. Müzelerin tamamını burada anlatmak mümkün olamayacağı için kısaca en önemlilerinden bahsetmek doğru olur.
Mısır Müzesi-Mısır’dan getirilen eserlerin sergilendiği 9 odalık bölüm
Pio Clementino Müzesi: Antik Yunan ve Roma dönemine ait eserler sergilenir
Chiaramonti Galerisi- Heykeller, lahitler sergilenmekte. Roma imparatoru Tiberius ve Hadrianus’un büstleri ile çocuk Eros heykeli görülecekler arasında,
Braccio Nuovo (yeni kanat) – Buradaki antik Roma dönemi eserler görülmeye değer. Sol elinde zafer tanrısı Nike bulunan Lucius Verus heykeli, iki metre yüksekliğinde ve üzerinde harika el işçiliği ile semboller işlenmiş Prima Porta’lı Augustus heykeli ve Nil Tanrısı heykeli görülmeye değer şeyler arasındadır.
Candelabra Galerisi: Adını galeriyi altı bölüme ayırıan büyük mermer şamdanlardan alır, Roma dönemi heykelleri ve duvar freskleri ile süslüdür.
Halılar Galerisi-Tarihi halıların, Haritalar Galerisi-tarihi haritaların bulunduğu kısım, Hayvanlar Salonu: Antik çağ dönemine ait hayvan heykelleri,
Heykeller Galerisi–Müzler Salonu (Sala delle Muse): Belvedere gövdesi (Belvedere Torso) adlı Roma dönemi heykeli,
Sala Rotonda (Yuvarlak Oda)– Kelime anlamı olarak yuvarlak ve kubbeli yapılara verilen gelen addır. Oda Pantheonun küçük bir kopyası şeklindedir. Sistina Şapeline giden yol üzerinde, Muses odasının yanındadır. Odada en dikkat çekici şey Neron’un küvetidir. Porfir adı verilen değerli kırmızı taştan yapılmıştır.
Sekizgen Avlu – Laokoon ve Oğulları heykel grubu–Apollo Belvedere ve Perseus Zaferi yine görülecekler arasındadır.
Bramante merdivenleri: Vatikan’da görülecekler arasında bulunan ve fotolara sıklıkla rastlanacak iki adet spiral merdiven bulunur. Müzelerin sonunda yer alır. Merdivenlerden ilki rönesans sanatçısı ve mimar Donato Bramante’nin tasarımı, 1505 tarihinde yapılmış, spiral tasarımı sayesinde insanların yollarının kesişmeden çıkıp inmelerini sağlar. İkinci Bramante merdiveni ise Giuseppe Momo tarafından 1932 tarihinde yapılmıştır.
Vatikan müzelerinde dikkat çekici önemli eserlerin bulunduğu odalar:
Raphael Odaları – 8.oda: Haritalar galerisinden sonra yer alır. Burada bulunan ve Raphael’in son eseri olan “Başkalaşım” da İncil’deki konular işlenmiştir. Atina okulu freski yine Raphael odalarında bulunan önemli eserler arasındadır.
Da Vinci-9. oda: Halı üzerine yapılmış “İsanın Son Akşam Yemeği” ,
Cortile della Pigna-Fontana della Pigna (Kozalak avlusu ve Kozalak çeşmesi) : Avluda antik Roma dönemine ait 4 metre yüksekliğindeki bronzdan yapılmış dev kozalak (pigna) ve altında sonradan buraya taşınmış çeşme ile çok güzel. Burada ayrıca İtalyan heykeltraş Arnoldo Pomodoro tarafından 1966 tarihinde yapılmış Sphere with Sphere (küre içinde küre) heykeli görülecekler arasındadır.
Vatikan Küre içinde küreheykeliVatikan MüzesiVatikan Müzeleri Mısır MüzesiYuvarlak Oda bronz Herkül heykeliSala Rotonda Neron’un küvetiVatikan Müzeleri – Son Akşam YemeğiCaravaggio İsa’nın çarmıhtan indirilişiRaphael “Başkalaşım”Bartolomeo – Madonna and BambinoJohann Wenzel Peter– Adem ve Havva Cennet Bahçelerinde (Adam & Eve in the garden of Eden-room 16)Antonio Cavano-Perseus Zaferi Vatikan Müzeleri Pio ClementinoVatikan Müzeleri Raphael Atina Okulu freskosu
Vatikan Sistina Şapeli -Sanat tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olan Sistina Şapeli kardinaller heyetinin toplanması ve papanın seçilmesi amacıyla 1473 yılında yapılmaya başlanmış. En çok Michelangelo’nun yaptığı tavan süslemeleri ile tanınsa da birçok sanatçının eseri mevcut. İsa ve Musa’nın hayatlarından sahnelerle süslenmiş. Michelangelo dışında rönesans ustaları Boticelli, Raphael ve Ghirlandaio gibi sanatçılar da çalışmış. Papa II.Julius şapelin tavan süslemelerini Michelangelo’nun yapmasını istemiş. Aslen heykeltraş olan Michelangelo başlangıçta işi yapmak istememesine karşın papanın baskısı sonucu teklifi kabul etmiş ve 1508-1512 yılları arasında tamamlamış. Üstad tarafından yapılan ve yaklaşık 300 figürün bulunduğu tavanı ve Son Yargı (Kıyamet günü) adlı duvar freski buradaki en önemli eserlerdir. Michelangelo tavanı kendi tasarladığı eğik bir iskele üzerinde, çok zor şartlar alıtında tamamlamış. Tavandaki en ünlü fresklerden biri Ademin Yaradılışı adlı kısımdır. Duvar freski Son Yargı’da İsanın tekrar gelişi ve Tanrının insanlık üzerindeki son yargısı tasvir edilmiş. Şapeldeki önemli figürler arasında Aydınlık ve Karanlığın Ayrılması, Cennet Bahçesi, Büyük Tufan, Adem ve Havva, Cenneten Kovuluş, Kıyamet günü gibi sahneler sayılabilir. Şapelin duvar halılarını Rafaello tarafından tasarlamış. İçeride foto çekilmesi yasak.
Vatikan Sistina Şapeli tavan freskosu Ademin YaradılışıVatikan Sistina Şapeli
Müzelerde cafe ve atıştırmalık yiyecekler alabileceğiniz yerler mevcut. Müzelerin hepsini gezmek çok zaman alacağı için önden en çok neleri görmek istediğinize karar verip gezmek daha pratik olacaktır. Biletinizi mutlaka seyahatinizden önce online almaya çalışın.
Roma’da gezilecek yerler yazımızın linki aşağıdadır.
Toskana bölgesinin başkenti olan Floransa, hepsi ayrı güzellikteki İtalya şehirleri arasında baş yapıtlardan biridir. İçinden nehir geçen şehirlerden doğal güzellik anlamda bir üstünlüğü olmasa da onu eşsiz kılan mimari yapılar ve eserlerle donatılmıştır. Arno nehrinin her iki yakasına kurulmuş olup, kısa bir dönem İtalya Krallığının da başkenti olmuştur. Kelime anlamı Latince Florentius kelimesinden (çiçek) gelmekte ve şehrin simgesi zambak çiçeğidir. Şehrin armasında da bulunan zambak ayrıca Hristiyanlıkta Meryem’e atfedilmektedir.
Floransa’yı anlatırken Rönesans ve Medici ailesinden bahsetmeden gezi notlarına geçmek yazıyı eksik kılacağı için öncelikle önemli bu iki özellikten kısaca bahsetmek isterim. Kelime anlamıyla yeniden doğuş anlamına gelen rönesans hareketi orta çağdan sonra İtalya’da tam da bu şehirde başlamış olan siyasi, bilim, sanat, mimari ve eğitim gibi alanlarda gerçekleşen yenilenme hareketidir. Rönesans 14. yüzyıl sonlarında filizlenmeye başlamış,15 ve 17.yüzyıllar arasında gerçekleşmiş, buradan da dünyaya yayılmıştır. İtalya’da başlamasının nedeni de Medici ailesi ve burada gelişen pozitif ortam olarak gösterilebilir. Avrupa’da Katolik kilisenin yoğun baskısı altında geçen orta çağdan sonra gelişen bağımsızlık ruhu ve hümanizm etkisi önemli rol oynamıştır. Medici ailesi 14 ve 17 yüzyıllar arasında Floransa’da yaşamış, genel olarak bankacılık alanında faaliyet göstermiş çok güçlü ve başarılı bir ailedir. Ayrıca aileden siyasetçiler ve 3 papa çıkmıştır. Papanın ve kilisenin parasını da yöneten aile İtalya’da siyaseten oldukça güç kazanmıştır. Aile sanata çok önem vermiş Da Vinci, Michelangelo , Donatello, Boticelli ve daha birçok sanatçıyı himayesi altına alarak sanatın gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İtalya’da muhteşem Lorenzo olarak adlandırılan ve Lord seçilen Lorenzo de Medici bilim ve sanata önemli maddi destek sağlamıştır. Dönemi esnasında Floransa altın çağını yaşamıştır.
Floransa kaç günde gezilir ?
Floransa şehri İtalya’da gezilecek yerler açısından ilk sıralarda yer alır. Floransa’da her yapıya girmek, her galeriyi gezmek isterseniz en az 4-5 gün gerek. Ama önceliklerinizi belirler, bazılarını liste dışı bırakırsanız yürüyerek rahatlıkla 3 günde gezilecek bir şehir. Araç kiralamaya gerek olmaz, her yer birbirine oldukça yakın. Floransa yakınlarındaki Pisa, St.Giminiano ve Siena gibi yerleri görmek için de ayrıca bir güne ihtiyaç bulunmakta ve gelmişken bu tarihi ve küçük şehirler de mutlaka görülmelidir.
Şehre ulaşım: İstanbul’dan Bologna’ya uçarak oradan otobüsle Floransa’ya geçtik. Alandan bavulunuzu aldığınız kattan dışarı çıkar çıkmaz sola döndüğünüzde, taksi duraklarını geçince diğer şehirlere kalkan otobüsleri göreceksiniz. Buradan kalkan Appenino Shuttle yaklaşık 1.5 saatte Floransa’ya gidiyor. Emin olmamakla birlikte biletin online alınması gerektiğini düşünüyoruz. Ne gidiş ne de dönüşte şoföre elden ödeme yapan kimse görmedik. Ödemede paypal sistemi kullanıldığı ve bu sistem de ülkemizde olmadığı için appenino shuttle’ın kendi uygulamasından bilet satın alamıyorsunuz. Onun yerine kredi kartı ile omio uygulaması üzerinden biletlerimizi aldık. Appenino Shuttle 2 saatlik aralarla kalkmakta. Dönüşünüzde de kullanacaksanız şehir trafiğinden dolayı sürenin uzayabileceğinizi aklınızda tutmanızda fayda var. Floransa’ya giderken 1.5 saat süren yolculuğumuz, dönüşte 2’ten fazla sürdü. Bileti ona göre almanız uymuyorsa da Santa Maria Novella’dan kalkan trenlerle Bologna’ya gidip oradan da havaalanına ulaşmak daha mantıklı olacaktır.
Floransa’da gezilecek yerler listesi
Gezerken şehri ikiye bölen Arno nehrinin her iki tarafını ayrı planlamak zaman kazandıracaktır.
Arno nehri Centro Storico tarafında (şehrin tarihi tarafı) görülecek yerler:
1-Piazza del Duomo (Duomo Meydanı) 2-Galleria Dell’Accademia (Akademi Galerisi) 3-Piazza del Signoria (Signoria Meydanı) 4-Piazza del Republica 5-Piazza del Mercato Nuovo 6-Piazza del Santa Groce 7-Piazza del Santa Maria Novella 8-Mercato Centrale 9-Bargello Müzesi 10-Basilica di San Lorenzo ve Medici Şapeli 11-Dante’nin Evi 12-Uffizi Galerisi 13-Galileo Müzesi 14-Via de Tornabuoni 15-Ponte Vecchio Köprüsü 16-Vasari Koridoru
Arno nehrinin diğer tarafı olan Santo Spirato’da görülecek yerler:
17-Pitti Sarayı 18-Boboli Bahçeleri 19-Santo Spirito Kilisesi 20-Piazza Michelangelo 21-San Miniato Al Monte
Daha önceki Floransa ziyaretimizde Katedrali gezmiş olduğumuz için bu kez içine girmedik. 2.5 günlük bu gezimizdeki önceliklerimizi Uffizi Galerisi, Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri, Vecchio Sarayı, Bargello Museum, Medici Şapeli ve vakit kalırsa Akademi Galerisi ile Floransa Katedralinin vaftizhanesi olarak belirledik. Diğer yapıları dışarıdan gördük. Kış mevsiminde gittiğimiz için Akademi galerisi hariç her yere neredeyse kuyruksuz girdik ve biletleri kapıdan aldık. Ama yoğun dönemlerde kesinlikle online olarak önceden alınmalı. Bir de tabi sabah 08.00 gibi yollara düşmek zaman kazanmak açısından oldukça etkili oldu.
1-Floransa Duomo Meydanı ve Görülecekler (Piazza Del Duomo) : Floransanın en önemli ve en çok ziyaret edilen meydanıdır diyebiliriz. Meydanda görülecekler:
Floransa Katedrali-Duomo (Santa Maria del Fiore): Floransa’nın simge yapılarından en önemlisi diyebileceğimiz bu muhteşem yapının tarihi 1296 yılına kadar gider. 1496 yılında tamamlanmış. Yapımı uzun yıllar sürdüğü için de mimari açıdan rönesans, gotik, romanesk gibi çeşitli dönemlerin özelliklerini taşır. Latin haçı şeklinde planlamıştır. Haçın kollarının kesiştiği yerde kubbe bulunur. Muhteşem kırmızı kiremit kubbesi Brunelleschi tarafından tamamlanmış olup, şehirde her yerden görünür. Kubbenin etkileyici ve çok güzel iç freskoları Vasari tarafından yapılmış olup İlahi Komedya’dan esinlendiği “son yargı” sahnesi resmedilmiştir. Katedralin Çan kulesi ve kubbesine çıkılabilmektedir. Katedrali daha önce ziyaret etmiş olduğumuz için vakit kazanmak amacıyla bu kez pas geçtik.
Santa Maria del Fiore FloransaSanta Maria del Fiore Floransa KatedraliEn güzel Duomo manzaralı roof bar-View on ArtRooftop Cocktail Bar
Giotto’nun Çan Kulesi (Campanile di Giotto): Duomo meydanındaki çan kulesi, katedrale ait olmakla birlikte bağımsızmış gibi durmakta. Meydandaki en dikkat çekici yapılardan biri. Kare bir plan üzerine oturan kule Giotto di Bondore tarafından 1359 yılında yapılmış. Yüksekliği yaklaşık 85 metreye yakındır. Gotik mimari özelliktedir ve zengin süslemelere sahip. 414 basamaklı ve harika manzaraya sahip kuleye çıkılabilmekte. Yapı kompleksi gece ayrı gündüz ayrı güzel.
Giotto’nun çan kulesiGiotto‘nun çan kulesi
Aziz Giovanni Vaftizhanesi (Battistero di San Giovanni): Duomo meydanında, Floransa Katedralinin karşısında bulunan, Floransa’daki en eski tarihli, sekizgen ve bazilika statüsündeki yapıdır. 12. yüzyılda vaftizhane olarak kullanılmaya başlanmış. Bir çok siyasi ve ünlü kişiliğin vaftiz töreni burada gerçekleşmiş. Romanesk mimari özellikli. Bronz kapıları, renkli mermer kaplamaları ve mozaik süslemeler oldukça göz alıcı. Michelangelo kapıların güzelliğini “Cennetin Kapıları” olarak ifade etmiş. Gittiğimiz dönemde içi renove edildiği için iskeleler kurulmuştu. Gezmenin çok elverişli olmadığı ve kubbesini görmenin zor olduğu konusunda görevli bizi uyardıği için girmedik. Museo dell’Opera (Santa Maria di Fiore): Floransa Katedralindeki eserler sergilenmekte. Müze 1891 yılında inşa edilmiş. Üç katlı müzede Michelangelo ve Donatello gibi sanatçıların eserleri bulunmakta. Michelangelo’nun Pieta’sı görülebilecek eserler arasında.
Aziz Giovanni Vaftizhanesi Aziz Giovanni Vaftizhanesi Aziz Giovanni Vaftizhanesi
Museo dell’Opera (Santa Maria di Fiore): Floransa Katedralindeki eserler sergilenmekte. Müze 1891 yılında inşa edilmiş. Üç katlı müzede Michelangelo ve Donatello gibi sanatçıların eserleri bulunmakta. Michelangelo’nun Pieta’sı görülebilecek eserler arasında
2-Galeria Dell’Accademia ( Floransa Akademi Galerisi ): Uffizi Galerisinden başka Floransa’da en ilgi çeken sanat galerisidir diyebiliriz. Michelangelo’nun ünlü Davud heykelinin aslı burada sergilenmekte ve müzenin en ilgi çeken eseridir. Boticelli, Paolo Uchello’nun eserleri, Giambologna’nın 1582 tarihli Sabineli Kadınlara Tecavüz heykeli, Michelangelo’nun Slaves heykelleri ve daha pek çok eser buradadır. Uffizi kadar büyük olmaması nedeniyle ziyaretçi kapasitesi çok daha düşük ve bu da uzun kuyruklara sebep olmakta. Buraya ancak öğleden sonra gelebildik ve uzunca bir kuyrukla karşılaştığımız için maalesef pas geçmek zorunda kaldık. O nedenle biletinizi önceden almanızı ya da en azından sabah erken saatte gelinmesini tavsiye ederiz.
3-Piazza della Signoria (Kadınlar Meydanı) görülecek yerler:
Vecchio sarayı : 1298-1314 yılları arasında mimar Ghibelline tarafından Medici ailesinin şehirdeki ilk sarayı olarak inşa edilmiş. Günümüzde belediye sarayı ve müze olarak kullanılmakta. İlk adı Palazzo Signoria olan yapı Medici ailesinin buradan Pitti Sarayına taşınmasından sonra eski saray anlamına gelen Palazzo Vecchio olarak anılmaya başlamış. İlgi çekici ve güzel bir avlusu bulunmakta. Sarayın giriş kapısında Michelangelo’nun Davud heykeli (buradaki replikadır, aslı Galleria dell’Accademia’da) ve Baccio Bandinelli’nin Herkül ve Cacus adlı beyaz heykeli bulunur. Müzenin kulesi 416 basamaklı Torre d’Arnolfo güzel manzaraya sahip. Sarayın zemin katındaki Cortile di Michelozzo (Michelozzo avlusu) en dikkat çeken bölümlerden biri. Sanatçı Michelozzo tarafından tasarlanmış, yaldızlı sütunlarla yerleştirilmiş kemerler ve Andrea del Verrocchio’nun çeşmesi ile Yunus ile Melek heykeli (orijinali sarayın içindedir) bulunmakta. Saraydaki tavan süslemeleri ilgi çekici. İlk katta Salone dei Cinquecento (500’ler salonu) bulunur. Salonun bir yanı Da Vinci diğer yanı Michelangelo tarafından resmedilmiş. Tavan süslemeleri Vasari’ye ait. Salonda ayrıca Michelangelo’nun ünlü Zafer Heykeli ve birçok heykel bulunur. İtalya’nın ilk parlementosu bu salonda toplanmış. Yapı Günümüzde de belediye sarayı olarak kullanılmakta. Sala dei Gigli odasının (Zambak Odası) duvarlarında altın-mavi renginde desenli sembolden bulunur. Ayrıca yine bu odada Donatello‘nun Judith ve Holofernes heykelini de görebilirsiniz. Sala delle Carte Geografiche (Coğrafi Haritalar Odası), Medici’nin en önemli belgelerini ve hazineleri koruduğu oda olarak biliniyor. Odanın duvarları deri üzerine boyalı haritalarla kaplı. Odada 16.yüzyıl tarihli, dünyanın en büyük ortaçağ haritası “Mappa Mundi” ve döner dünya küresi yer alır. İkinci katın en dikkat çeken odalarından biri de Giovanni Stradano tarafından boyanmış süslü tavana sahip olan Loggia del Saturno odasıdır. Bu oda, daha çok Arno vadisinin panoramik manzaralarıyla ilgi görmekte. Vecchio sarayının dış duvarına oyulmuş Michelangelo olduğu varsayılan erkek profili görülecekler arasında.
Signoria Meydanı Michelangelo replika Davud heykeli ile Baccio Bandinelli’nin Herkül ve CacusVecchio Sarayı ve Torre d’ArnolfoFloransa Vecchio SarayıYunus ile Melek heykeliVecchio Sarayı iç avlu
Neptün Çeşmesi: Bortolomio Ammanati tarafından yapılmış 1565 tarihli mermer heykelde deniz tanrısı Neptün atlar üzerinde durmakta. Etrafta nymphler (su perileri) ve erkek tanrılar betimlenmiş.
Cosimo I de Medicinin Atlı Heykeli: 1587 tarihli heykelde Medici ailesinden Cosimo at üzerinde tasvir edilmiştir.
Cosimo I de Medicinin Atlı Heykeli
Loggia dei Lanzi: Gotik tarzda inşa edilmiş açık hava heykel galerisidir. Yapı Signoria meydanına 3 adet kemerle açılmakta, meydanın köşesinde ve Uffizi Galerisine bitişik konumdadır. Vecchio sarayının tam karşısına denk gelir. Halka açık törenlerde kullanılmak üzere 1300 yıllarında yapılmış. Buradaki en önemli eserlerden biri Medici ailesinden Cosmo’nun sanatçı Cellini’ye yaptırmış olduğu Perseus with the head of Medusa heykelidir. Bronz heykelde Perseus elinde yılan başlı Medusa’nın kesik başını tutmakta, ayaklarının altında da medusanın bedeni bulunmaktadır. Perseus’tan başka Ammanati’nin Neptün’ü, Marzocco Aslanı, Bandinelli’den Herkül ve Cacus, Giambologna’dan Sabina Kadınlarının Kaçırılması görülecekler arasındadır.
Loggia Dei LanziPerseus with the head of Medusa
Palazzo Gucci: Signoria meydanında yer alan Gucci markasının tarihini bulabileceğiniz müze ve sergi bulunan yapı. Girmeyi gereksiz bulduğumuz yerlerden biri.
Palazzo Gucci
4- Piazza dell Republica: Meydanda fotoğraflara konu olan büyük bir atlıkarınca ve Donatello’nun yaptığı ve halk tarafından bolluk sütunu olarak adlandırılan Column of Abundance görülecekler arasında.
Piazz dell Republica Column of AbundancePiazza dell Republica
5- Piazza del Mercato Nuovo: Yerel ürünlerin satıldığı açık pazar olarak kullanılmakta olan meydandaki Piglet Fountain (Domuz Yavrusu Çeşmesi) ilgi görmektedir. İnsanlar para atıp dilek dilemekte. Domuzun burnuna dokunmanın şans getireceğine inanılıyor. Ayrıca domuzun ağzına bozuk para koyduktan sonra suyla düşmesini beklemelisiniz. Para rahatça kayarsa dileğin gerçekleşeceğine inanılmakta.
Floransa domuz heykeli
6-Piazza del Santa Groce: Santa Groce Bazilikası (Kutsal haç kilisesi) -1442 yılında tamamlanmış. Michelangelo, Galileo, Machiavelli gibi ünlü isimlerin mezarları bulunur. Görülmeye değer güzellikteki yapı Temple of Italian Glories (İtalyan övünmeler tapınağı) olarak da anılır.
Santa Groce Bazilikası
7-Piazza del Santa Maria Novella: Floransa’ya trenle geliyorsanız göreceğiniz ilk meydandır. Meydanda bulunan Basilica Santa Maria Novella çok güzel ve çok zarif bir yapı olup, görülecekler arasındadır. Yapı Leon Battista Alberti tarafından 1470 yılında tamamlanmış. Yerinde daha bulunan bir mabed üzerine inşa edildiği için Novella olarak adlandırılır. Dışı mermerden yapılmış olup içi de dışı kadar güzeldir. Ünlü sanatçıların freskoları ve resimleri ile süslüdür. Bunlardan en önemlilerinde biri sanatçı Masaccio’nun kutsal üçlemesidir (Holy Trinity). Çarmıhta İsa arkasında Tanrı ve kutsal ruh birarada betimlenmiştir. Ayrıca sanatçı Sandro Boticelli’nin kapı üzerindeki erken doğum sahnesi, Paolo Ucchello’nun yeşil revak’ı ve İspanyol şapeli görülecek güzellikler arasındadır.
Santa Maria Novella
8-Mercato Centrale: Tren istasyonuna yakın mesafedeki kapalı pazar ve yeme-içme alanı. Alt kat alışveriş üst kat yiyecek-içecek bölümü. Her çeşit yiyecek bulunmakta. Önünden geçmemize rağmen zamanımız olmadığı için içine giremedik. Yemek bölümü kimilerine göre iyi kimilerine göre vasat ama hesaplı şekilde bir şeyler atıştırmak için uygun.
9-Bargello Müzesi: Signoria meydanına yakın konumdaki Bargello Palace olarak da bilinen Bargello Müzesi de görülmeye değer yerler arasındadır. Eskiden kışla ve hapishane olarak kullanılan yapı günümüzde sanat galerisi olarak kullanılmakta. Donatello’nun 1430-1440 yıllarında bronzdan yaptığı elinde kılıç tutan, şapkalı ünlü Davud heykeli, yine Donatello’nun St. George’u, Michelangelo’nun Bacchus ve Pitti Tondo adlı yapıtları burada sergilenen eserler arasındadır. Avludan geçilen Michelangelo odası ve yine avludaki merdivenlerden yukarı çıkılarak geçilen bronz hayvan heykelleri, metal eserler, porselenler, silahlar, paralar ve çeşitli takıların sergilendiği alan görülmeye değer. Adres: Via del Proconsolo
Floransa Bargello MüzesiDonatello DavudheykeliMichelangelo Pitti TondoBargello MuseumBargello Museum
10- Basilica di San Lorenzo ve Medici Şapeli (San Lorenzo Basilikası): Şehrin en büyük bazilikalarından biridir. Şapelde Medici ailesinin bütün önemli üyelerinin mezarları bulunur. Rönesans mimarisinin en önemli örneklerinden sayılabilir ve gerçekten görülmeye değer niteliktedir. Şapeli Michelangelo tarafından tasarlanmış. Basilika ve Şapel aynı bina da yer almakla birlikte ayrı ayrı ücret ödenerek gezilmekte. Biz sadece şapel bölümünü gezdik, bazilikaya girmedik. Bazilika bölümü civar bölgede ikamet eden Medici ailesi üyelerinin resmi bazilikası olarak yapılmış. Şapel bölümü 9 Euro, bazilika için ayrı ödeme yapmak gerekiyor.
Floransa Medici ŞapeliFloransa Medici ŞapeliFloransa Medici ŞapeliMichelangelo Lorenzo Dükü Urbino’nun Mezarı Şafak ve Alacakaranlık heykelleriyleFloransa Medici Şapeli
11- Dantenin Evi : İlahi Komedya’nın yazarı Dante bu ünlü eseri burada yazmış. Yıkılmış olan orijinalinin aslına uygun olarak yapılmış. Müze olarak kullanılmakta ve şairin orijinal eserleri ile yaşamına ait bilgiler bulunur. Biz gitmedik ama böyle de bir yer var anlamında yazıda yer verdik.
12- Uffizi Galerisi : İlk gelişimizde zamansızlıktan giremediğimiz ve içimde uhde kalan galeri. Paket turlarda yer almayan ancak kendi başına gelen gezginlerin mutlaka gezmesi gereken bir yer. Zaten Floransa kendi başına gelinmeyi hak edecek kadar güzel ve zengin bir şehir. Uffizi sadece İtalya’nın değil dünyanın en önemli sanat merkezlerinden biri. 1560-1580 yılları arasında yapılmış ve Giorgio Vasari tarafından dizayn edilmiş. 14 yüzyıl Rönesans döneminden günümüze bir çok sanatçının eserine ev sahipliği yapmakta. Uffizi kelime olarak ofis anlamına gelmekte ve dük I.Cosimo’nun çalışma ofisi olarak kullanılması amacıyla yapılmış. Rönesans dönemine ait pek çok eser ve Medici ailesinin sanat koleksiyonu insanı hayran bırakmakta. Da Vinci, Rafaello, Michelangolo, Botticelli, Caravaggio, Bartolomeo gibi üstadların eserleri dışında Rubens, Rembrandt, Antoon Van Dyck gibi Alman, Hollanda ve Londralı sanatçıların da eserleri bulunmakta. Rönesans mimari özellikleri taşıyan yapı iki katlı ve u şeklinde dizayn edilmiş, içinde ofis alanları bulunmakta ve bunlar sonradan galeriye dönüştürülmüş. Boticelli’nin dünyaca ünlü Venüsün Doğuşu tablosu (Nascita di Venere), Caravaggio’nun Medusa ve Bacchus’u, Tiziano’nun Urbino Venüsü, Piero della Francesca’nın Urbino Dük ve Düşesi, Raffaello Sanzio’nun kendi portresi, Battista’nın Angel Playing a Lute, Leonardo Da Vinci’nin Annunciation (Haber verme) ve daha onlarca resim ve heykel görülecekler arasında. Uffizi Galerisi, Pitti Sarayı ve Boboli Bahçelerini içeren kombine bilet aldık. Kişi başı 40 Euro değerindeki bilet 5 gün geçerli ve üçünü aynı gün gezmenize gerek yok, dilediğiniz gün ve açık olan saatte gezebiliyorsunuz., Vasari koridorunu da kapsayan biletler de var ama koridoru hariç bıraktık.
Caravaccio MedusaCaravaccio BacchusBoticelli Venüsün DoğuşuBattista- Angel Playing a LutePierro Della FrancescaLeonardo Da Vinci Annunciation (Haber verme)
13-Galileo Müzesi : Uffizi Galerisine oldukça yakın konumda. Floransa Üniversitesi tarafından 1972 yılında Castellani Sarayı içinde kurulmuş. Dünyanın en büyük bilim müzesi ünvanını taşımakta. Galileo’nun kişisel eşyaları, cam kavanoz içinde muhafaza edilen kopmuş parmağı, Rönesans döneminde bilimle ilgili materyaller, Galileo’nun orijinal teleskopu, Antonio Santucci’nin ünlü küresi ve bilim kütüphanesi görülebilecekler arasındadır. Biz gezmedik ancak bilgi olması amacıyla yazıya eklemeyi uygun buldum.
14- Via de Tornabuoni: Ferragamo, Gucci gibi lüks alışveriş mağazalarının bulunduğu cadde. Lüks markaların yanında tasarım ürünlerinin satıldığı mağazalar bulunur. 15.yüzyılda Strozzi ailesi tarafından yaptırılmış olan saray 1937 yılına kadar ikamet amacıyla kullanılmış. Günümüzde modern sanat galerisi olarak kullanılmakta ve geçici sergiler yapılmakta. Aile Medici ailesine rakip Filippo Strozzi tarafından inşa edilmiş. Via de Tornabuoni’de gezerken meydanda yer alan Column of Justice (adalet anıtı) görülecekler arasında. Ponte Vecchio Köprüsüne yakın konumdadır.
Column of Justice
15-Ponte Vecchio Köprüsü: Dünyada çarşısı bulunan 4 köprüden biri. 14.yüzyılda, nehrin en dar yerine inşa edilmiş ve 3 kemer üzerinde bulunmakta. Almanlar şehri bombaladıklarında köprüyü yıkmamışlar. Köprüde yer alan dükkanların çoğu kuyumcu ya da hediyelik eşya satılan dükkanlar. Manzarası her daim çok güzel.
Ponte VecchioKöprüsü
16- Vasari Koridoru : Medici ailesi Vecchio Sarayından Pitti Sarayına taşındıktan sonra iki saray arasından gizlice geçebilmek için köprüye Vasari koridoru denen bir geçit yaptırmışlar. Vasari geçidi 1565 yılında kısa bir sürede yapmış ve 1.5 km uzunluğunda. Ponte Vecchio Köprüsüne dışarıdan baktığınızda köprünün üst katında koridorun bir kısmı görülebilmekte.
Vasari Koridoru
Arno nehrinin Santo Spirito tarafı:
17-Pitti Sarayı (Palazzo Pitti) : Uffizi Galerisine yakın konumdaki görkemli rönasans sarayıdır. 1458 yılında bankacı Luca Pitti’nin konutu olarak inşa edilmiş olan ilk yapı 1549 yılında Medici ailesi tarafından satın alınmış ailenin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. 18.yüzyılda bir süre Napolyon’un üs olarak kullanılmasının ardından İtalya Birliğinin kraliyet merkezi olarak hizmet etmiştir. Günümüzde müze ve galeri olarak kullanılmaktadır. Dışarıdan gösterişsiz olan saray eşsiz güzellikte tavan süslemeleri ile çok sayıda esere sahip. İçindeki Palatine Galerisinde Rönesanstan Barok döneme birçok sanatçının eseri bulunmakta. Caravaggio, Raffaello, Jacopo ve Bottega gibi birçok tanınmış sanatçının eserlerine yer verilmiş çok güzel bir galeri. Gezilmesi gereken yerlerin ilk sıralarında yer almalı. Sarayda ayrıca hem rönesans dönemi kıyafetlerinin hem de modaya yön veren ünlü markaların geçmişteki kreasyonlarından örneklerin sergilendiği bölüm de bulunmakta.
Pitti Sarayı FloransaPitti Sarayı FloransaFloransa Pitti SarayıPitti Sarayı FloransaPitti Sarayı FloransaPitti Sarayı FloransaPitti SarayıPitti Sarayında küçük bir mola
18-Boboli Bahçeleri (Giardini di Boboli): Pitti Sarayının yanında bulunan Floransa’nın en meşhur bahçesidir. Ufizzi Galerisinin Medici ailesinin konutu olduğu dönemde aileden Eleonora di Teleodo için tasarlanmış. Çok güzel peysaja sahip bahçede Yunan mitolojisinde yer alan Nymphlere adanmış anıtların yanında rönesans dönemi heykelleri, çeşmeler ve yapay mağaralar bulunur. Bahçe Arno nehrinden alınan su ile sulanır.
Giardini di BoboliBoboli Bahçeleri FloransaBoboli Bahçeleri Floransa
19-Santo Spirito Kilisesi: Pitti sarayına 250 metre mesafede bulunan kilise nehri bu kısmına geçtiğinizde görülebilecek yerler arasında olan, rönesans özellikli bir yapıdır.
20-Piazza Michelangelo: Michelangelo’nun adı verilen meydan panaromik, güzel bir Floransa manzarasına sahip.
21- San Miniato Al Monte : Michelangelo meydanının daha yukarısında yine güzel manzaralı bir tepede bulunan “Dağdaki Aziz Miniato” anlamına gelen bazilika görülebilecekler arasında. Şehrin en yüksek noktasında yapılmış. Çoğu yerde şehrin en güzel manzaralı yeri olarak geçse de manzara çok uzaktan görülüyor ve fotolar bit kadar küçük çıkıyor. Roma İmparatoru Decius tarafından Hristiyan olduğu için aslanlara yem edilen ermeni prens Miniato’ya ithaf edilmiş. Aslanlar başını koparamayınca imparator Miniato’nun başını kestirmiş. Sonrasında Miniato aziz ilan edilmiş ve kafasının getirildiği bu yere 1018 yılında bazilika inşa edilmiş. Bazilikada İsa ve 12 havarisinin heykeli görülecekler arasında yer alır. Gittiğimiz dönemde bazilika renovasyon geçiriyordu, içine giremedik, cephesi iskelelerle kapanmış durumdaydı. Arkasındaki Porte Sante Mezarlığını gezebildik sadece ve görülmeye değer diyebilirim. Pinokyonun yazarı Carlo Collodi ve birçok sanatçınınt anıt mezarı burada. Güzel manzaralı mezarlıkta önemli Mezarlık saat 13-15 arası kapalı.
San Miniato Al Montetadilattan önceki haliSan Miniato Al Monte–Biz oradayken iskelerle çevriliydi Delle Porte Sante mezarlıği FloransaDelle Porte Sante mezarlığıFloransaCimitero Delle Porte Sante
Floransa’da ne yenir , Uffizi Galerisi önemli eserler ve Toskana gezilecek yerler yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.
Bu güzel şehirde ancak 3 gün geçirdiğimiz için lezzetlerinden el verdiğince tatmak istedik. İtalya denince akla ilk önce pizzalar, makarnalar ve dondurmalar gelmekle birlikte kısıtlı zamanımızda pizzaya yer kalmadığı için listemize almadık.
Toskana’ya özgü lezzetler :
Pappa al Pomodoro: Ekmek, domates, sarımsak, fesleğen ve çeşitli baharatlarla hazırlanan yoğun kıvamlı bir çorba.
Ribollita Çorbası: Fasulye, havuç, kereviz vb çeşitli sebzelerle hazırlanan koyu kıvamlı çorba
Tuscan creamy white beans and spelt soup: Beyaz fasülye, sarımsak, parmesan gibi malzemelerle hazırlanan yine koyu kıvamlı ve oldukça lezzetli bir çorba
Panzanella: Domates, kıtır ekmek, soğan ve fesleğen gibi malzemelerle hazırlanan salata
Lampredetto: Kokoreç benzeri, ekmek arası sakatat olarak tarif edebilebileceğimiz (inekten yapılır) bir tür sokak lezzeti.
Bistecca Fiorentina: Bölgenin en ünlü et yemeği. Özel olarak yetiştirilmiş sığır eti kullanılmakta. Az pişmiş olarak servis edilmekte ama biz iyi pişmiş istedik. Çoğu restoranda en az 1 kiloluk porsiyon olarak servis ediliyor, büyükçe bir kısmı kemik olmasına rağmen yine de oldukça fazla. Sipariş etmeden önce porsiyon miktarına dikkat etmekte fayda var.
Risotto al nero di seppia: Mürekkep balıklı risotto
Pici Pasta: Floransa bölgesine has bir makarna çeşidi. Hemen hemen her restoranın menüsünde bulunmakta. Genelde sadece un ve su ile yapılıp elle yuvarlanmaktaymış.
Crostini de Fegato: Tavuk ciğeri, soğan ve kapari gibi malzemelerle hazırlanan ve ekmeğe sürülerek yenen bir mezedir.
Bruscehetta: Başlangıç atıştırmalığı olarak yenmekte. Zeytinyağı ve sarımsakla lezzetlendirilen kızarmış ekmeğin üzeri domatesle çeşnilendirilerek servis ediliyor.
Biscotti: Bademli, fındıklı ya da kuru meyveli çeşitleri olan tereyağı ile pişirilmiş kurabiyedir. Biscotti iki kez pişirilmiş anlamına gelmekteymiş. Floransa’da her fırın ve pastanede bulunmakta. Gerçekten lezzetli bir kurabiye.
Cannoli: Yine bütün pastanelerde bulabileceğiniz, sade, fıstıklı, nutellalı çeşitleri de yapılan, içi kremalı dışı çıtır boru şeklindeki hamur tatlısı.
Gelato: Hemen her yerde var ve çoğu lezzetli
Floransa’da Restoran önerileri :
All’Antico Vinaio: Gerçekten lezzetli sandviçlerin yapıldığı mekan. Seyahatimizi Şubat ayında yaptığımız için kapısında uzun kuyruklar yoktu. Ama yazın düşünemiyorum. Gerçi hızlı eriyor ama yine de bu mevsimde bile önümüzde en az 15 kişilik bir sıra vardı. “Beatrice” yedik ve çok beğendik. İsteğe göre fark ödeyerek sandviçinize eklentiler yaptırabiliyorsunuz. Sandviç fiyatları 8-12 Euro arası değişiyor. Çok aç değilseniz iki kişi bir tane bölüşülebilecek büyüklükte. Biz düşünemedik ve de bitiremedik. Uffizi Galerisine 40 metre uzaklıkta. Adres: Via dei Neri, 76 R
All’Antico Vinario
All’Antico Vinario
Trattoria ZaZa: Şehirde öne çıkan restoranlardan. İkinci gecemizde rezervasyonsuz girmeye çalıştık ama önümüzdeki 20-25 kişilik kuyruk gözümüzü korkuttu. Sorduğumuz yarım saate yer açılır denmesine rağmen beklemeyip ertesi akşam için online rezervasyon yaptık. Mekan dışarıdan 20-25 masalık bir yer gibi görülmekle birlikte ne kadar büyük olduğunu girdiğinizde anlıyorsunuz. Yaklaşık 4-5 bitişik nizam binanın altı komple restorana ait ve bolca masa var. O nedenle de hızla yer boşalıyor ama yüksek sezonda rezervasyon şart. İçi oldukça sevimli, biraz ne buldularsa dekorasyona eklemişler kıvamında. Yemekleri lezzetli, personeli yardımcı, fiyatlar da çok yüksek değil. Biz başlangıç olarak yöreye özgü çorba tadım tabağı, “Tris di minestre” sipariş ettik. Toscana bölgesinin meşhur ve lezzetli çorbalarından Ribollita, Pappa al pomodoro & Tuscan creamy white beans and spelt soup üçlü olarak servis ediliyor. Ana yemek olarak da “Creamy Truffled sauce Ravioli” ve Lazanya yanına da şarap sipariş ettik. Ravioli gerçekten üst düzeydi, sosuna ekmek batırarak onu da yedik, o derece. Çorbalar da gayet başarılıydı. Lazanya yenecek düzeyde ama çok özel değil. Adres: Piazza del Mercato Centrale
Ribollita, Pappa al pomodoro & Tuscan creamy white beans and spelt soupCreamy Truffled sauce RavioliLazanya BologneseTrattoria ZaZa
Trattoria Katti: Trattoria ZaZa’da yer bulamadığımız akşam mekan ararken önümüze çıkan restoran. ZaZa’ya yaklaşık 200 metre mesafede. İçinin neredeyse dolu olması burada yiyebiliriz diye düşündürdü:))) Yemekler lezzetli ve fiyatları makul. Bistecca Fiorentina’yı burada denedik, önden bruscehetta, yanında patates garnitürlü bistecca fiorentina ve yanında bir kadeh şarap ile birlikte aldığımız menü kişi başı 30 Euro. Et büyük sayılabilecek porsiyonda geliyor. Eti az pişmiş olarak sevmediğimiz için siparişimiz iyi pişmiş olarak verdik. Trattoria Katti bizi üzmedi, hepsi lezzetli, özellikle kullandıkları zeytinyağı çok iyiydi, restoran için özel yapım getirtiyorlarmış. Adres: Via Faenze, 31.
Trattoria KattiBruschettaBistecca fiorentina
View on Art Roofto Cocktail Bar: Yukarıdan Duomo manzarasına karşı bir şeyler yemek ya da içmek için gidebileceğiniz, en güzel Santa Maria Del Fiore manzaralı roof bar. Şansımıza gider gitmez ön sırada yer bulabildik. Yazın oluşacak kalabalığı düşünemiyorum. Adres: Via Dei Medici, 6.
Duomo manzaralı roof bar
Babae Restoran (wine vindow) : San Sprito bölgesinde bulunmakta. Dilerseniz bizim yaptığımız gibi wine vindow’dan içeceğinizi alıp sokakta ya da önündeki masalarda içebilirsiniz (ayrıca restoran kısmında da yer varsa içeride oturulabiliyor) dilerseniz yemek de yiyebileceğiniz güzel bir restoran. Şarap yerine aperol tercih ettik, lezzeti eh ama daha çok şarap penceresi için geldiğimizden ve de biraz da dinlenme fırsatı bulduğumuzdan memnun ayrıldık. İçeri girer girmez çok popüler olduğunu, yerellerinde burayı tercih ettiklerini hemen anlıyorsunuz. Adres: Via Santo Spirito, 21R
Babae wine window
Gino’s Bakery: San Sprito tarafında canoli yediğimiz fırın. Fıstıklı ve nutellalı aldık ve cannolilerinden memnun kaldık. Favorim fıstıklısı. Adres: Via de’ Guicciardini, 3/5
CannoliGino’s Bakery
Biscotti Fırını: II Cantuccio di San Lorenzo: Biscotti’leri çok başarılı, taptaze ve leziz. Hazır paketlerde olduğu gibi istediğiniz karmayı hazırlatabiliyorsunuz. Adres: Via Faenza, 23/red
II Cantuccio di San LorenzoBiscotti
Pompi Tiramisu: Yorumlara bakarak gittiğimiz tiramisucu. Bir tık hayal kırıklığı oldu benim için. Fazla yağlı ve ağır buldum. Çeşitli tiramisuları var ama klasik olanı tercih etmenizi öneririm. İçinde birkaç masası var ama al-götür yapabiliyorsunuz. Adres: Via Faenza, 37/R
Pompi Tiramisu
La Strega Nocciola Galeteria Artigianale – Dondurma : Önündeki kuyruğa bakıp bunca insan beklediğine göre vardır bir hayır dedik. Gerçi kuyruk olmasının en önemli nedeni içindeki çalışanın hem dondurma servis etmesi hem de kasaya bakması))) ama beklediğimize değdi. Özellikle tarçınlı dondurması enfes. Duomo meydanına çok yakınında. Adres: Via Ricosoli 16r
La Strega Nocciola Galeteria ArtigianaleGelato
Gelateria La Carraia – Dondurma : İtalya’nın hiçbir yerinde kötü dondurma yemedik. Burası La Strega Nocciola Galeteria’da yediğimiz kadar leziz olmasa da güzel. Ayrıca porsiyonu bol. Arno nehrinin diğer tarafında, Santo Spirito mahallesinde. Adres: Piazza Nazario Sauro, 25/r
Gelateria La Carraia
Caffe Gilli: Biz zamansızlıktan giremedik, önünden geçtik sadece ama zamanımız olsa da girmemeyi tercih ederdik. Lezzetinin vasat, fiyatlarının yüksek olduğu yazılan mekan. Republica Meydanının dibinde. Tarihi bir mekan olmasından dolayı içine girip bakılabilir.
Caffe GilliCaffe Gilli
La Bottega del Tartufo: Trüf mantarı seviyorsanız hem kendinize hem de hediyelik olarak alabileceğiniz dükkan. Farklı aromalandırılmış çeşitleri var. Tadım yaparak dilediğiniz alabiliyorsunuz.
Tartufi
Floransa Gezilecek Yerler ve Toskana Gezilecek Yerler yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.