Roma, Remus ve Romulos kardeslerin MÖ 753 yılında kurduğu, hakkında blog degil kitap yazilabilecek, tek kelime ile muhteşem bir şehir. Yazarken zorlandım, anlatacak o kadar çok şey var ki neresinden kessem, nasıl kısaltsam bilemedim. Tiber ve Aniane nehirleri arasında 7 tepe üzerine kurulmuş, Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri. Efsaneye göre yarı tanrı yarı insan olan Remus ve Romulus, şehrin nereye kurulacağı ya da kimin yöneteceğine karar verememiş, aralarında çıkan tartışma sonucu Romulus Remus’u öldürerek şehri bulunduğu yere kurmuş ve kendi adını vermiş. Başlangıçta küçük bir yerleşim yeriyken bulunduğu konum itibari ile ticaret merkezi haline gelmiş ve krallık olmuştur. Roma, Romulus dahil olmak üzere 7 kral görmüştür. Romalıların Yunan kolonileri ile olan etkileşimlerinden dolayı onların kültürünü Roma’ya taşımışlar ve kendi kültürlerini oluşturmuşlardır. Brutüs ailesinden Lucius Junius Brutus’ün son kral Tarquin’i MÖ 509’da tahttan indirmesiyle Roma Krallığı yıkılarak, Roma Cumhuriyetini kurmuştur.
Havalimanı-şehir merkezi Ulaşım: Roma Fiumicina-Leonardo da Vinci havalimanı-kent merkezi arası yaklaşık 40 km. Şehre otobüs, taksi ya da Leonardo Express treni ile kolayca ulaşılır. Tren en çok tercih edilen ulaşım aracıdır diyebiliriz. Roma şehiriçi ulaşım : Metropolitana adlı metro ulaşımı Roma’da en çok tercih edilen ulaşım şekli. Üç farklı hattı var ve en sık kullanılan hatlar A ve B hatları ve Roma ulaşımının en merkezi noktası olan Termini durağında kesişmekte. Metro ulaşımı olmayan yerlere de otobüslerle kolayca erişebilirsiniz. Açık hava müzesi şeklindeki bu şehri gezmenin en iyi yolu yürümek, vaktiniz varsa ve yürümeyi seviyorsanız elbet. Gezimiz sırasında yürüdüğümüz her cadde bizi kendi güzellikleri ve şahaserleri ile buluşturdu.
Roma’da Nerede kalınır
Ulaşım kolaylığı, birçok noktaya yakınlığı ve havalimanından tek araca binerek ulaşılabildiği için Termini bölgesi çok pratik. Termini çok merkezi, hemen her yere yürüme mesafesinde ama Colesseum, İspanyol Merdivenleri ve Vatikan çevresinde kalırsanız da bir çok yere kolaylıkla ulaşılabilir.
Roma kaç günde gezilir ?
İlk gelişimizde 1.5 gün kaldık, ikinci gelişimizde 5 günlük bir gezi planladık ve sokak sokak gezdik. Organlarımız bizden hesap soracak ise kendi adımıza bunlar ayaklarımız olur herhalde. Trastevere’ye gittiğimiz gün adımsayar 44 bini gösterdi. O günkü rekorumuza 42 bin adımla Berlin’de yaklaştık ama bir daha egale edemedik. Roma’nın kalış ideali en az 5 gün olsa da listenizi daraltarak 3 günde de gezebilirsiniz.
Roma gezilecek yerler
İtalya gezilecerk yerler listesinin başında bulunan Roma’da, tarihi ve turistik yerlerin çoğu Centro Storico yani tarihi şehir merkezinde yer alır. Kaldığımız yer olan Termini bölgesinden gezimize başladık ve aşağıdaki sırayla devam ettik. Kalacağınız yere göre kendi rotanızı belirleyebilirsiniz.
Santa Maria Maggiore Bazilikası
Colosseum (Kolezyum)
Konstantin Kemeri ya da Takı
Palatine Tepesi
Roma Forumu
Trajan Forumu
Piazza Venezia ve II. Vittorio Emanuele Anıtı
Trevi Çeşmesi
Navona Meydanı
Santa Maria in Aracoeli bazilikası
Largo di Torre Argentina
Campo de Fiore
İspanyol Merdivenleri
Piazza Spagna
Panteon (Pantheon)
Castel Saint Angelo
Popolo Meydan
Quattro Fontana
Fontana dell Acqua Fellice
Vatikan Şehri- Vatikan Müzeleri-Sistina Şapeli-Aziz Petrus Bazilikası
Trastevere
Santa Maria Maggiore: Roma’nın Yedi Hacı Kilisesi’nden biri ve İtalya’daki en büyük Katolik Marian kilisesidir. Meryem papanin rüyasina girer ve bir kilise inşa etmesini, inşa edilecek yeri ise ertesi gün karla işaretleyeceğini söyler. Ertesi gün yaz olamasına karşın kilisenin bulunduğu yere kar yağar ve papa kiliseyi buraya yaptirir. Ziyaretiniz 5 Ağustos tarihine denk gelirse burayı mutlaka ziyaret edin. Halk 5 Ağustos günü kutlamalar için toplanır ve Papa Paul V. şapelinin çatısından beyaz çiçek yaprakları atılarak kilisenin kuruluşu kutlanır. Kilisenin iç süslemeleri muhteşem olup, tavan süslemerinde İspanya Kralicesinin gönderdiği altın kullanılmıştır.


Roma Kolezyum (Flavianus amfitiyatrosu): MS 80 yılında Titus tarafından tamamlanmış. Gladyatör oyunları ve çeşitli halk etkinliklerinin yapıldığı oval planlı, taş ve mermer kullanılarak inşa edilmiş bir yapıdır. 60 binden fazla seyirci alabilecek büyüklüktedir. O dönemde gladyatör oyunları için Afrika’dan çok sayıda hayvan getirilmekte ve gladyatörlerle savaştırılmaktaydı. Gladyatörler hem özgür romalılar hem de köleler ya da savaş suçluları olabiliyor şayet bunlar arasında dövüşü kazanan olursa özgürlüğüne kavuşabiliyordu. Yapının dış kısmı kemerlerle çevrilidir alt kısmında tüneller bulunmaktadır. En son gladyatör oyunu 435 yılında gerçekleşmiş. Bugüne kadar 4 deprem 3 yangın geçirmiş yapı zarar görmesine karşın hala ayaktadır ve Roma’da en çok ziyaret edilen yerdir.


Konstantin Kemeri ya da Takı: Kolezyum’un yakınındaki Konstantin Takı, 4 .yüzyılda Konstantin zaferini kutlamak için yapılmış. 21 metre yüksekliğndeki yapının kemeri üstünde latince yazı ve kabartmalar bulunur. I.Konstantin’in Roma Tiran’ı Maxentius karşısında Milvian Köprüsü üzerinde kazandığı zaferi simgeler.

Palatine Tepesi (Palatino) : Romanın 7 tepesinden biridir. Roma Forum’a çok yakındır. Roma mitolojisine göre Romus ve Romulus’un dişi kurt tarafından bulunarak hayatlarının kurtarıldığı tepedir. Tarihi kalıntılar bakımından önemlidir.

Roma Forumu: Kolezyum’a bitişik durumudadır. Antik Roma’nın merkezidir. Forum kelime anlamı olarak açık havada halka açık meydan olarak tanımlanabilir. Forumlar hem alışveriş yapılan ticari bir yer hem de halkın buluştuğu, vakit geçirdiği ayrıca siyasi toplantılar yapılan alanlardır. Roma imparatorluğun merkezi durumundadır. Forumdaki yapılar; Septimus Severus Kemeri, Titus Kemeri, Romulus Tapınağı, Castor ve Polluks tapınağı, Satürn Tapınağı sayılabilir.

Trajan Forumu ve Trajan Pazarı: İmparator Trajan tarafından 106 yılında inşa ettirilmiş ve Roma İmparatorluğunun son forumu olarak tarihe geçmiştir. Kapalı pazar alanı, dükkanlar ve önünde meydan bulunan komplekstir.


Piazza Venezia ve II.Vittorio Emanuele Anıtı: Roma’da tarihi kent merkezinde bulunan ve en çok ziyaret edilen meydanlardan biridir. Etrafında restoran ve kafeler bulunur. Meydanın bir tarafında İtalya’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmış II. Vittorio Emanuele Anıtı (Altare della Patria) bulunur. Anıt beyaz mermerden yapılmış oldukça gösterişli bir yapıdır. Vittorio Emanuele’nin atlı heykeli ve en üstte sağlı-sollu dört at heykelleri ile süslüdür. Anıtta ayrıca Meçhul Asker Anıtı (unknown soldier) bulunur.



Roma Trevi Çeşmesi : Ülkemizde daha çok Aşk Çeşmesi olarak isimlendirilen çeşme mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanmış Roma’daki en büyük barok özellikli çeşmedir. 30 yılda tamamlanmış ve 1762 de açılmıştır. Adının anlamı 3 yol çeşmesi olup altındaki 3 doğal su kaynağının birleştiği varsayılarak bu adın verildiği düşünülmektedir. Avrupa’da en çok fotoğraflanan yerlerden biri olduğu söylenebilir. Gerçekten çok güzel olan çeşmede deniz tanrısı Neptün sahnelenmiştir. İnsanlar buradaki havuza para atarak dilek dilemektedirler.


Roma Navona Meydanı: Meydanın tarıhi 1. yüzyıla kadar uzanır. Burası spor oyunlarının yapıldığı 30 bin kişi kapasiteli bir stadyummuş. 1655 yılında kaldırılarak meydada dönüştürülmüş. Çok güzel bir meydan, her zaman kalabalık. Meydanı 3 çeşme süsler. Bernini’nin ünlü eseri Barok tarzdaki 4 nehir çeşmesi- Fontana del Quattro Fiumi-(Four Rivers Fountain) bunlar arasında. Çeşmede dört önemli nehir Tuna, Ganj, Nil ve Rio dela Plata ve bulundukları kıtalar temsil edilmiş. Meydanda bulunan ve yine Bernini tarafından yapılmış diğer çeşme Fontana del Moro‘da, yunusla dövüşen dev ya da mağribi betimlenmiş, gerçekten muhteşem. Dev, yunusu bacakları arasında sıkıştırmış. Meydanda yapılan ilk çeşme. Bernini’nin hayal dünyası ve tekniğini gösteren çok güzel bir yapıt. Üçüncü çeşme Antorio Bella tarafından yapılmış Fontana del Nettuno (Neptün Çeşmesi). Çeşmede deniz tanrısı Neptün ahtapotla savaşmakta etrafta su perileri ile bulunmakta. Meydanda bulunan barok tarzdaki Sant Agnese Kilisesi‘de etkileyici bir mimariye sahiptir. Meydanda ayrıca bir dikilitaş bulunmakta. Sokak sanatçıları, seyyar satıcılar, kafeler ve restoranları ile her daim canlı bir meydan.




Santa Maria in Aracoeli bazilikası: Mutlaka görülmesi gereken bir şahaser. İmparator Konstantin’in annesi Azize Helena’nın kemiklerinin bulunduğu kilise. Dışı tuğladan yapılmış, içi etkileyici ve çok güzel. Capitol tepesinde, Vittorio Emanuele anıtının arkasında yer alır ve manzarası da kendisi gibi çok etkileyicidir. Freskleri ve tavan süslemeri ile Roma’daki en güzel yapılardan biridir.

Largo di Torre Argentina: 4 Roma dönemi tapınağı ve Pompey tiyatrosu kalıntılarının bulunduğu alandır.

Campo di Fiori: Navona meydanına yakın bir meydandır. Adı çiçek tarlası manasında olup ortaçağda burada bir çayır olması nedeniyle bu isimle anılır. Meydanın ortasındaki heykel dünyanın güneş çevresinde döndüğünü söylediği için yakılarak öldürülen Giorganı Bruno’nun heykelidir. Gündüzleri semt pazarı kurulan meydan hem gündüz hem de geceleri oldukça hareketlidir.

İspanyol Merdivenleri : Piazza di Spagna ile Piazza Trinita dei Monti arasındaki dik merdivenlerdir. Trinita dei Monti Kilisesine ulaşım sağlar. 135 basamağı vardır. Mimarları Francesco de Sanctis ile Alessandro Specchi’dir. 1725 yılında barok tarzda inşa edilmiş oldukça geniş merdivenlerdir.


Piazza Spagna (İspanya Meydanı): İspanyol Merdivenlerin alt kısmındaki Piazza Spagna çok popüler bir meydandır. İspanya büyükelçiliğinin burada olmasından dolayı İspanya meydanı adı verilmiştir. Meydanın ortasında barok stilde mimar Bernini ve oğlu tarafında yapılmış Fontana della Barcaccia (Eski gemi çeşmesi) gerçekten çok güzel bir çeşmedir. Çeşmenin su taşan bir gemi şeklinde olmasının sebebi, Tiber nehrinin 1598 de taşması, meydanın sular altında kalması ve sular çekilince de meydanda gemi kalıntısı görülmesi nedeniyle olduğu rivayet edilmektedir.

Pantheon: Piazza della Rotondo’da bulunan ve geçmiş, bugün ve gelecekteki tüm tanrılara adanan yapıdır. Korinth düzenli sütunların taşıdığı bir revak ve arkasında buna bitişik dairesel bir yapıdan oluşur. Kubbe dünyadaki en büyük kubbelerden biri olup tepesinde aydınlık girmesi için bir açıklık bulunmaktadır.


Castel Sant’Angelo (Kutsal Melek Kalesi): Tiber kıyısında yer alan kale eskiden Roma’nın en yüksek binasıymış. Günümüzde müze olarak kullanılmakta. Roma imparatoru Hadrianus kendisi ve ailesi için anıt mezar olarak inşa ettirmiş, ortaçağda papalık kalesi olarak kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan sürgün yıllarının bir kısmını burada geçirmiş. Adını papa büyük Gregorius’un burada melek Mikail’i gördüğü dinsel törenden aliyormuş.



Popolo Meydanı : Roma’nın en büyük meydanı olup, birçok etkinlik yapılır. Meydanın girişinde Santa Maria Miracoli ve Santa Maria in Montesanto adlı ikiz kiliseler bulunmakta. Roma’nın en işlek caddelerinden biri olan Via del Corso Popolo meydanından bu ikiz kiliselerin arasından başlar. Kiliseler görülmeye değer niteliktedir. Meydanın ortasında bulunan dikilitaş Mısır’dan getirilmiş. Popolo meydanının Kuzey tarafındaki kapı meydanı Piazza del Filaminio’ya bağlar. Porta del Popolo ya da Porta Flaminia olarak adlandırılıan bu kapı 3.yüzyılda yapılmış olup, Michelangelo ve sonrasında Bernini tarafından restore edilmiş. Meydan Villa Borghese parkının hemen yanındadır.


Quattro Fontane: Via delle Qurattro Fontane ve Via del Qirinale’nin kesiştiği yerde bulunan 4 ayrı çeşmedir. Geç rönesans döneminde, 1588-1590 yıllarında yapılmış çok güzel çeşmelerdir. Çeşmelerden ikisindeki erkek figürleri Tiber ve Arno nehirlerini böylece Roma ve Floransa şehirlerini temsil eder. Kadınlar bulunan diğer iki çeşme de tanrıçalar Diana ve Juno’yu temsil eder. Mutlaka görülmeliler.


Fontana dell acqua Fellice yada Fontana del Mose (Musa çeşmesi): Qirinale tepesinde, 1585-88 yılları aradında yapılmış ve Domenico Fontana tarafindan tasarlanmış gorsel bir şölen. Üç zarif kemerle yapılandırılmıştır. Suyun kaynagi yaklasik 40 km uzaklıktadır.

Galeri Villa Borghese ve Borghese Parkı: Adını Borgese ailesinden alan Villa Borghese binası ve önündeki halka açık çok güzel bir bahçe. Villa Borghese günümüzde Roma’daki en önemli galerinden biridir. Caravaggio ve Raphael gibi ünlü sanatçıların eserleri bulunmaktadır.


Vatikan Şehir Devleti
Vatikan hakkında daha kapsamlı bir yazı hazırlamış olduğum için kısaca bahsedeceğim. Roma ili sınırları içinde bulunan bağımsız bir devlettir. Hristiyanlıkta Katolik mezhebinin merkezi durumundadır. Yaklaşık 1000 kişilik bir nüfusa sahiptir. Vatiktan’da bulunan San Pietro bazilikası (Aziz Petrus Bazilikası) ücretsiz olarak ziyaret edilebilir ancak kubbesine çıkmak isterseniz o kısmı ücretli. Bazilikada bulunan Micealangelo imzalı, imzaladığı tek eser demek daha doğru olur, Pieta adlı heykel görülmeye değer enfes bir yapıttır. Eserde İsa çarmıhtan indirildikten sonra annesi Meryem’in kucağında betimlenmiştir. Üstad Michelangelo mermeri adeta bir kumaş gibi işlemiştir. Girişte kıyafetinizin uygun olması gerekir, kollar-omuzlar örtülü olmalı, şort, mini etek, şapka vb giyinmemelidir. Büyük sırt çantası, şemsiye gibi eşyalarla girilmesi yasak, vestiyere bırakmanız gerekmekte. Hristiyanlığın en büyük kilisesidir. Yapının ana mimarı Michelangelo’dur, büyük kısmı onun zamanında tamamlanmış, ölümünden sonra bitirilmiştir. Bazilikanın önünde Aziz Pavlus’un heykeli bulunur.
Roma Vatikan Müzeleri – Vatikan Bahçeleri ve Sistina Şapeli: Vatikan Müzeleri Vatikan şehri sınırları içinde bulunan, dünyadaki en büyük müzelerden biri olup Sistina Şapeli ile birlikte 54 galeriden oluşur. Bahçeleri gezmek için ayrı bilet almanız gerekmekte. Sistina Şapelinde fotoğraf çekmeniz yasak, içeride ciddi sayıda görevli var ve uyarıyorlar. Müzelerde cafe ve atıştırmalık yiyecekler alabileceğiniz yerler mevcut. Müzelerin hepsini gezmek çok zaman alacağı için önden en çok neleri görmek istediğinize karar verip gezmek daha pratik olacaktır. Biletinizi mutlaka seyahatinizden önce online almaya çalışın.


Roma Trastevere : Roma’da fazladan zamanı olanlara önerebileceğimiz bohem semt. Keyifli bir bölge, kafeleri, minik pastaneleri ve pubları ile ziyaret edilmeyi hak etmekte. Kelime anlamı olarak Tiber’in diğer yanı anlamına gelmekte. Roma’nın ilk yahudi yerleşimi de bu mahallede olmuş. Eski devirlerde işci mahallesi durumundayken günümüzde bohem bir semte dönüşmüş. Yarım günlük bir gezi yeterli olur. Metro ulaşımı olmadığı için ya yürüyerek ya da otobüsle ulaşabilirsiniz.



Vatikan gezilecek yerler , Roma çeşmeleri ve Roma’da ne yenir ? başlıklı yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.











































